Anne Sütünün Beslenmedeki ÖNEMİ

0
1040
www.diyetisyenstore.com

 

Ceren Merve SEVİM
Ceren Merve SEVİM

ANNE SÜTÜNÜN BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Bebek ve çocukların sağlıklı yaşamalarında en temel unsur beslenme ve ona bağlı olarak sadece ve sadece anne sütüdür. Anneler tarafından yılda milyonlarca litre üretilen anne sütü, doğadaki en önemli doğal kaynaklardan biridir.

Anne sütü zamanın başlangıcından beri, bebek beslenmesinin en doğal ve sağlıklı kaynağı olmuştur . Böylece yaşamın ilk aylarında hastalanma olasılığı azalacaktır . 20 yılı aşkın süredir yapılan araştırmalar göstermiştir ki, anne sütü bebekler için en mükemmel ve hastalıklardan koruyan gıdadır . Çünkü, çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişmesi, kalıtsal potansiyellerine erişebilmesi yeterli ve dengeli beslenme ile mümkündür .

Günümüzde anne sütünün vazgeçilmezliği tüm dünyaca benimsenmiştir. Bebek beslenmesi çocukların sağlık durumlarını belirleyen bir gösterge olup, çocuk dönemi ölüm riskini etkilemektedir.

Çocukların beslenmesinde emzirmenin önemi açıktır.

Anne sütü, yaşamın ilk aylarında bebeğin gereksinimi olan tüm besinleri içerir . Bebeğin beslenmesi emzirme ile başlar. Anne sütü bebeklerin ilk ve vazgeçilmez besin kaynağıdır . Beslenme konusunda bebekler için en iyi ve ideal olan ilk gıda anne sütüdür. Anne sütü yaşayan ve inanılmaz ölçüde karmaşık bir maddedir. Anne sütünün bebekler için en iyi, bebeğin fiziksel ve psikolojik gelişimi için ideal bir besin olduğunu bilimsel olarak kanıtlayan sayısız bilgi vardır. Ancak, bu bilimsel gerçeğe karşın, hala bütün annelerin bebeklerini kendi sütleri ile beslemeleri için büyük çaba harcanmaktadır.

Anne sütü düşük doğum ağırlıklı, prematüre ya da normal doğum ağırlığındaki bebeklerin en üst düzeyde büyüme ve gelişmelerini sağlayacak özelliktedir.

İlk 3-4 ay sadece anne sütü alan bebek, anne sütü almayana göre 10-15 kat daha fazla yaşama şansına sahiptir. Her yıl altı milyon çocuğun yaşamı anne sütü sayesinde kurtulmaktadır. Her geçen gün anne sütünün modern teknoloji ile taklit edilemeyen yeni bir özelliğinin bulunması, onun yeni doğan bebek için neden en ideal besin olduğunu anlamamıza olanak sağlar.

Anne sütü yeterli olduğu sürece bebeğe ilk 6 ay başka bir şey vermek gerekmez . Anne sütünün yerini tutabilecek başka hiçbir besin maddesi yoktur.

İlk 4-6 ayın sonuna kadar, anne sütü, bebeğin tüm besin ihtiyacını karşılayabilecek niteliktedir. Anne sütünün yeni doğanın gelişimini tam olarak destekleyecek özelliklere sahip olduğu bilinmektedir.

Son yıllarda özellikle WHO/UNICEF yayınlarında bu konunun önemi vurgulanmakta ve PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com 17 bebeklerin ilk 4-6 ay içinde yalnızca anne sütü ile beslenmelerinin sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır. 6. aydan sonra bebeklerin büyük kısmında anne sütünün protein ve enerji içeriği yetersiz olmaya başlar. APA, 6-12 ay arasında da ek gıdalarla birlikte anne sütüyle beslenmeyi tavsiye eder. Emzirme 1.5-2 yıla kadar sürdürülmelidir. Tüm bebekler doğumdan sonra 4-6 aya kadar sadece emzirilmelidir. İki yaşına kadar çocuklara uygun ve yeterli ek gıda verilerek emzirilmelerine devam edilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü de, anne sütü ile beslenmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesini önermektedir (1). Çocuğun ek gıdalara gereksinimi olduğunun en iyi göstergesi büyümesindeki sapmadır .

Anne sütünün miktarı ve içeriği bebeğin gereksinimi doğrultusunda farklılık gösterir. İçeriği sabit olmayıp, o annenin bebeğinin yaşına, fizyolojik durumuna uygun bir değişim gösterir. Anne sütünün enerji ve besin içeriği taze veya dondurulmuş olmasına, kolostrum, geçiş sütü, olgun süt oluşuna, preterm veya term anne sütü oluşuna göre farklılık gösterir. Anne sütü besin öğelerini, antikorları ve antioksidanları içerdiğinden, bebeklerin zihinsel ve fiziksel gelişmesinde merkezi bir öneme sahiptir.

Pediatri ve obstetri uzmanı Ruth Lawrence’in ifadesine göre dünyada 4000 tür memeli vardır. Her biri ayrı nitelikte süt üretirler. İnsan sütü insanın kendi yavruları için üretilir ve bu süt tüm özel besin ihtiyaçlarını karşılar. APA sözcüsü de aynı şeyi söylemektedir . Prematür doğum yapan annelerde bebeğin matürasyonuna uygun bir özellik taşıdığı gibi yenidoğanın büyüme sürecine paralel olarak da artış gösterir. Anne sütünün verimliliği, bir çok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterir. Bunlardan en önemlileri, annenin çocuk sayısı, beslenme düzeyi, istirahat ve aktivitesi, uyku düzeni ve ruhsal durumudur. Aşırı yorgunluk, ruhsal gerginlik, dengesiz beslenme, çok fazla aktivite, üzüntü, keder ve bilinçsizce kullanılan bazı ilaçlar laktasyonu olumsuz yönde etkiler

ANNE SÜTÜNÜN İÇERİĞİ VE YARARLARI

Yenidogan ve süt çocuğu beslenmesinde ideal bir besin olan anne sütünün mükemmel içeriği çocuk sağlığına sayısız yararlar sağlar.

Sıvı miktarı ; Anne sütünün %87’sinin sıvıdan oluşması nedeniyle, ilk altı ay bebeğin anne sütü dışında su ya da benzeri sıvı gıdalara ihtiyacı yoktur.

PROTEİN ; Toplam protein içeriği inek sütüne oranla düşük (1,1 g/dl ve 3,2 g/dl), ancak biyolojik değeri yüksektir ve yaşamın ilk altı ayında tek başına bebeğin protein gereksinimini karşılar. Protein içeriğinin %60’›n› sindirimi kolay ve biyolojik değeri yüksek olan whey proteini oluşturur. İnek sütünde ise bu değer %18 civarındadır. Whey proteinlerinin önemli bir kısmını alfa laktalbümin oluşturur ve meme alveollerinde laktoz sentezinde görev alır. Laktoferrin, lizozim, salgısal IgA ve diğer immünoglobülinler, nükleotitler ve büyüme etkenleri bağışıklıkta önemli rol oynar. Sindirimi daha güç olan kazein bölümü anne sütünde inek sütüne oranla düşüktür (%40 ve %82). Kazein miçellerinin çap› küçük olup, anne sütünde beta kazein parçası hakimdir.

LİPİT ; Anne sütü kalorisinin %50’sini sağlayan lipidler, anne sütünde, inek sütüne oranla daha yüksektir (4,5 g/dl ve 3,8 g/dl) ve küçük çaplı yağ globülleri halinde bulunur. Anne sütünde bulunan lipaz düşük safra düzeyinde bile yağ sindirimine yardımcı olur. Ayrıca, anne sütü; sinir ve retina hücrelerinin yapısına giren ve sinir sistemi ve görme işlevlerinin gelişiminde rol oynayan araşidonik asit, dokozahekzaenoik asit, linolenik asit ve alfa linoleik asit gibi uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinden zengindir. Özellikle erken doğmuş bebeklerin annelerinin sütlerindeki uzun zincirli, çoklu doymamış yağ asitleri diğerlerine oranla daha yüksektir. Anne sütü içeriğindeki yağ oranı emzirme süresince değişiklik gösterir. Emzirmenin başlangıcında düşük olan ya¤ oran›, emzirmenin sonuna doğru artış göstermektedir. Bu durum bebekte doygunluk hissi yaratmakta ve şişmanlığın gelişimini önlemektedir. Anne sütünde erken laktasyon döneminde fosfolipit ve kolesterol içeriği yüksektir. Bu durumun lipit enzim sisteminin erken etkinleşmesi ve ileride gelişebilecek hiperlipidemi ve aterosklerozun önlenmesinde etkili olabileceği öne sürülmektedir.

KARBONHİDRAT ;   Laktoz anne sütü karbonhidratlarının en önemli bileşenidir. Anne sütünde inek sütüne oranla yüksel düzeydedir (7,1 g/dl ve 4,1 g/dl). Laktozun galaktoz bileşeninin lipitlerle yaptığı bileşikler beyin gelişiminde önemli rol oynar. Ayrıca kalsiyum emilimini kolaylaştırır ve kemik mineralizasyonunu olumlu yönde etkiler. Laktozun sindirilemeyen bölümü fermente olarak bağırsaklarda asidofilik bakteriyel floranın (laktobasillus bifidus) gelişiminde rol oynar ve patojen mikroorganizmaların üremesini engeller.

VİTAMİNLER ;  Anne sütünde K ve D vitaminler› dışında yağda ve suda eriyen vitaminler süt çocuğu için yeterli düzeydedir. Yenidoğanda bağırsak florasının henüz tam gelişmemiş olması nedeniyle yenidoğan hemorajik hastalığının önlenmesi için K vitamini paranteral veya ağız yoluyla uygulanmaktadır. D vitamini ihtiyacının karşılanması için 15 günlükten başlanarak günde 400 IU D vitamini ilavesi birinci yaşın sonuna kadar gereklidir.

MİNERALLER ;   Anne sütünün mineral içeriği inek sütüne oranla düşüktür ve yenidoğanın olgunlaşmamış böbrek işlevleri ile uyum gösterir. Anne sütünün kalsiyum içeriği, inek sütüne oranla düşük olmasına (34 mg/dl ve 120 mg/dl) rağmen, kalsiyumun fosfora oranı 2/1 olup emilimi daha yüksektir (%55; %38). Bu özelliği ile anne sütü kemik mineralizasyonu için uygundur. Anne sütünde bulunan demirin emilimi de inek sütüne göre daha yüksektir ( %50; %5-10). Bu nedenle anne sütü, bebeği ilk altı ayda demir eksikliğinden korur.

BÜYÜME FAKTÖRLERİ ;   Anne sütünde baŞta sindirim sistemi, merkezi sinir sistemi, solunum sistemi olmak üzere pek çok sistemin gelişimini sağlayan büyüme faktörleri vardır. Epidermal büyüme faktörü, transforming büyüme faktörleri, sinir büyüme faktörü, insüline benzer büyüme faktörü, meme kaynaklı büyüme faktörü, eritropoetin, taurin, etanolamin, fosfoetanolamin, interferon başlıcalarıdır. Beynin bilişsel işlevlerinin anne sütü ile beslenen çocuklarda daha yüksek olduğu bildirilmektedir.

ANNE SÜTÜ  HANGİ HASTALIKLARA KARŞI KORUR ;  Anne sütü ve doğumdan sonra gelen ilk sarı süt ishal, solunum yolu enfeksiyonu gibi hastalıklardan koruyor. Anne sütü ile beslenmiş çocuklar astım, alerji, çocuk diyabeti gibi hastalıklara karşı daha dirençli oluyor ve kanser oranının daha düşük olduğu biliniyor. Anne sütünün içinde yeterli demir olduğu için, emzirilen bebeklerde kansızlık görülmez. Ayrıca anne sütü alan bebeklerde, pişik, karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür.

ANNE SÜTÜ VERİLMEYEN BEBEKLERDE GÖRÜLEN RİSKLER ; Anne sütü ile beslenmeyen çocuklarda ölüm oranları beslenenlere göre 4-6 kat daha fazla. DSÖ’ye göre emziren kadın oranları yüksek olsaydı yılda 1.5 milyon bebeğin yaşamı kurtulacaktır.

[vc_cta h2=”Ceren Merve SEVİM” txt_align=”center” style=”flat” color=”purple” css_animation=”bottom-to-top”]Sitemizde Paylaşımda Bulunmak İsterseniz BURAYI tıklayınız.[/vc_cta]

Ceren Merve SEVİM : Kayseri Nuh Naci Yazgan Üniverstesi Beslenme Diyetetik Bölümü

KAYNAKLAR ;

http://www.unicef.org/turkey/ir/_mc29.html

 

mail-grubu