Fonksiyonel Besin Nedir? – Yelda Altınışık

FOSHU, FDA, diyetisyen yelda altınışık, dyt yelda altınışık, fonksiyonel besinler, beslenme ve diyetetik, diyetisyen ve makaleleri,

0
1156
yelda altınışık
yelda altınışık
www.diyetisyenstore.com

FONKSİYONEL BESİN NEDİR?

Yelda Altınışık
Yelda Altınışık dyt.yelda@gmail.com

Fonksiyonel gıdalar insan vücudu için besin öğelerini sağlama dışında vücutta bir ya da daha fazla hedef fonksiyona fayda sağlayan, vücut sağlığını geliştiren ve hastalık oluşumunu azaltıcı ya da önleyici etkileri olan gıdalar olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle temel besleyici özelliklerinin ötesinde sağlığımıza olumlu katkıları olan besinlere fonksiyonel besinler adı verilmektedir. Fonksiyonel gıdalar sağlık giderlerine ilgili harcamalara katkıda bulunmakta, yaşam ömrünü arttırmakta ve özellikle sağlıklı bir yaşlanma sağlamaktadır. Yapılan farklı demografik çalışmalarda yaşlı popülasyonun medikal harcamalarının yüksek olması sebebiyle bu tür ürünleri büyük çapta ihtiyaç olduğu belirlenmiştir.

Fonksiyonel gıda terimi ilk olarak 1980’lerin başında Japonya’da özel hazırlanmış fizyolojik etkili gıdalar (FOSHU) olarak; besleyici özelliğinin yanında bireyin sağlığı, fiziksel performansı ve ruhsal durumu üzerine olumlu etkiler yapan gıdalar olarak tanımlanmıştır. Amerikan Gıda ve İlaç Birliği (FDA) 1998 yılında, gıda/gıda bileşeni ve sağlık arasındaki şu olumlu iddiaları kabul ettiğini duyurmuştur:

Meyve sebzeler, lif içeren hububat ürünleri ve düşük oranlarda yağ, doymuş yağ ve kolesterol içeren gıdalar yeterli tüketimi- koroner kalp hastalıklar ve bazı kanserleri önleyici,

folik asit  –doğumsal bel açıklığı (NTD),

şeker alkolleri – diş çürükleri,

kalsiyum –osteoporoz,

düşük sodyum içeriği – yüksek tansiyon önleyici.

Türk Gıda Kodeksi’nde(5179), fonksiyonel gıdaları “besleyici etkilerinin yanı sıra bir ya da daha fazla etkili bileşene bağlı olarak sağlığı koruyucu, düzeltici ve/veya hastalık riskini azaltıcı etkiye sahip olup, bu etkileri bilimsel ve klinik olarak ispatlanmış gıdalar” olarak tanımlamaktadır. Fonksiyonel gıdalar; fonksiyonel bir etken içeren doğal bir gıda (domates-likopen) olabileceği gibi fonksiyonel etkeni ilave edilen (iyotlu tuz, omega-3 yağ asitli yumurta) veya zararlı bir bileşiği çıkartılan gıdalar da (sodyumu azaltılmış tuz) olabilir. Ayrıca gıda içerisindeki bazı bileşikler değişikliğe uğratılarak (yoğurt-protein-biyoaktif peptit), biyoyararlığı artırılarak (işlenmiş domates-likopen) ve bunların farklı kombinasyonları kullanılarak fonksiyonel gıdalar üretilmektedir.

Besinlerin tedavi edici yeteneklerinin olabileceği kavramı yeni değildir. Yaklaşık olarak 2500 yıl önce tıbbın babası sayılan Hipokrat “Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun” demiştir. Besinlerin ilaç gibi davranabileceği ve fonksiyonel besin kavramı ilk once uzak doğu ülkelerinde doğmuş ve besinlerin sağlık üzerindeki etkileri uzun yıllar araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Eski Yunan’da sarımsak güç arttırıcı bir besin olarak görülmekteydi ve ilk olimpiyatlarda kullanımına resmi olarak izin verilmişti. Bilimsel temelleri bilinmezden çok önce skorbüte karşı limon kullanılmıştır. 1900’lü yılların başlarında Amerika’daki besin üreticileri guatrın önlenmesi için sofra tuzuna iyot eklemeye başlamışlardır ki bu zenginleştirme yolu ile fonksiyonel besin elde etmenin ilk örneklerindendir.

Düzenli fonksiyonel besin tüketimi kanser ve kardiyovasküler (kalp-damar) hastalıklardan korunma ve tedavide, gastrointestinal (sindirim) sistemin sağlığının korunmasında, menapoz semptomlarının hafifletilmesi, osteoporozun önlenmesi ve göz sağlığının korunmasında etkilidir. Bunu insanın temel fizyolojisini, bağışıklık, sinir, hormon, solunum, dolaşım ve sindirim sistemlerine faydalı olarak yaparlar. Fonksiyonel besinlerin sihirli birer mermi oldukları düşünülmemeli, sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanabilmek için çeşitli besinleri içeren dengeli bir beslenme şeklimiz olmalıdır.

FONKSİYONEL BESİNİN SAĞLAMASI GEREKEN ŞARTLAR

Bir fonksiyonel besin aşağıda belirtilen koşulları karşılamalıdır :

  • Bireyin beslenmesine katkıda bulunmalı; sağlığının korunması ve daha iyi duruma getirilmesine yardımcı olmalı,
  • Besleyici ve sağlığı olumlu yönde etkileyici özelliklerinin beslenme bilimi ve tıp açısından sağlam temelleri olmalı,
  • Tıbbi ve beslenme bilgilerimize dayalı olarak söz konusu besin veya besin ögesi için günlük uygun alım miktarları belirlenmiş olmalı,
  • Söz konusu besinin tüketiminin güvenilir olduğu ortaya konulmuş olmalı,
  • Söz konusu besin bileşenlerinin fizikokimyasal özellikleri, niceliksel ve niteliksel özellikleri belirlenmiş olmalı,
  • Söz konusu besin işlenerek fonksiyonel özellik kazanmışsa; besleyici özelliğinde kayıp olmamalı,
  • Söz konusu besin seyrek olarak tüketilen değil, günlük beslenmede sıkça kullanılan bir besin olmalı,
  • Söz konusu besin doğal olarak tüketildiği şeklinde olmalı,
  • Söz konusu besin veya bileşeni ilaç olarak kullanılan bir madde olmamalı.

Besinlerdeki fonksiyonel bileşen;

  • Esansiyel yağ asidi veya bir makrobesin olabilir: sindirime dirençli nişasta ve omega-3 yağ asitleri gibi.
  • Günlük önerilen miktarların üzerinde alındığında sağlığımızı olumlu yönde etkileyen bir esansiyel mikrobesleyici olabilir.
  • Fizyolojik olumlu etkileri olan esansiyel olmayan bileşenler olabilir: oligosakkaritler ve fitokimyasallar gibi.

FONKSİYONEL BESİNLERİN GÜVENİLİRLİĞİ

Genel olarak fonksiyonel besinlerin güvenli olduklarını söyleyebiliriz. Fonksiyonel besinlerin çoğu yıllardır herhangi bir güvenirlik kuşkusu yaratmaksızın kullanılagelmektedir. Modifiye edilerek ortaya konulmuş fonksiyonel besinlerin tüketimi önerilmeden önce ayrıntılı güvenirlik araştırmaları yapılmalıdır. Bazı fonksiyonel besinler ise özellikle fazla miktarlarda tüketildiklerinde zararlı olabilir. Kronik bir hastalığı olanlar, gebe ve emzikliler, hekim tarafından önerilen bir ilac kullananlar ve cerrahi girişim planlanmış hastalar diyetlerinde bir değişiklik yapmadan önce bir uzmana danışmalıdır.

Fonksiyonel besinlere ilişkin; besinlerin fiyatlarını arttırma için bir araç olabileceği, diğer yönlerden beslenmesi yetersiz ve dengesiz olanların bunu fonksiyonel besin tüketimi ile kompanse etme yönüne gidebilecekleri, çok sayıda besinin zenginleştirilmesiyle toksisite riskinin artabileceği ve bazı durumlarda kendi kendine tedavi yaklaşımı ile profesyonel bir yardım almada ve tanıda gecikmeler olabileceği endişeleri bulunmaktadır. Fonksiyonel besin bileşenlerinin yararlı mı yoksa zararlı mı olduğu sorusunun yanıtı doğru dozun kullanılıp kullanılmadığı gerçeğinde saklıdır. Yüksek konsantrasyonlarda fenolik bileşikler antinütrient ve toksin gibi davranabilir. Bütün araştırmacıların üzerinde fikir birliğine ulaştıkları konu fitokimyasalların doğal ve dengeli bir şekilde bulundukları yiyecekler ile tüketilmeleri gereğidir.

Size bu yazımda fonksiyonel besinlerden bahsettim. Birimize yararlı olan bir besin başka birine zararlı olabilir ya da yararlı olanı miktar kontrolünü yapamayarak sağlığımıza tehdit haline getirebiliriz. Yeterli ve dengeli beslenme kavramı ve içeriği bireyden bireye değişiklik gösterir. Bu konuda başvuracağınız rehber, diyetisyen olmalıdır.

En önemli hazinemiz sağlığımız. Mutlulukla kalın

Diyetisyen Yelda Altınışık

Kaynakça

  1. Bilgiç Keleş S. Fonksiyonel Gıdalar ve Diyabet : Sağlık Afiyet Dergisi, 27.04.2015.
  2. Coşkun Y. Fonksiyonel Besinlerin Sağlığımız Üzerine etkisi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2005;48:69-84.
  3. Erbaş M. Yeni Bir Gıda Olarak Fonksiyonel Gıdalar, Gıda Mühendisliği, Akdeniz Üniv. Bolu, Türkiye 9. Gıda Kongresi 24-26 Mayıs 2016:790-794.
mail-grubu