Fitokimyasallar – Fatih Bıçaklar

fitokimyasallar, flovanoidler, karetoneidler, Diyetisyen Fatih Işıklar, Diyetisyen Şerife Nur Öztürk, Fatih Bıçaklar

0
1466
www.diyetisyenstore.com

FİTOKİMYASALLAR

Fitokimyasal nedir?

Fitokimyasallar, bitkilerde doğal olarak bulunan biyolojik olarak aktif kimyasal bileşiklerdir. “Fito” ön eki, Yunanca’da bitki anlamına gelen bir sözcüktür. Fitokimyasallar, bitkilerde doğal bir savunma sistemi olarak görev yapar ve renk, aroma ve tat sağlar. Bugüne kadar 4000’den fazla fitokimyasal keşfedilmiştir. Bir porsiyon sebze, 100 farklı fitokimyasal sağlayabilir.

Fitokimyasallar, özellikle bazı kanser türlerine ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu ve önleyicidir. Bu kimyasalların insanlar açısından en önemli etkisi, vücutta serbest oksijen molekülleri ve serbest radikallerle reaksiyona giren antioksidanlar gibi işlev görmeleridir. Serbest radikaller, vücut  hücrelerine zarar verebilir ve uzaklaştırılmaları gerekir.

Fitokimyasal Türleri

Keşfedilen binlerce fitokimyasal, fonksiyonları ve bazı durumlarda kaynakları baz alınarak sınıflandırılır. En geniş kullanıma sahip sınıflandırma; flavanoidler, fito-östrojenler, fitosteroller ve karotenoidler şeklindedir. Bu sınıflar ve diğerleri, alt gruplara da ayrılabilir.

Flavanoidler

Bu grup, çeşitli fonksiyonları olan 1500’den fazla farklı fitokimyasalı kapsar. Flavanoidler, hemen hemen tüm bitki bazlı gıdalarda ve içeceklerde bulunur ancak seviyeleri olgunluk, çeşit ve işlemeye göre değişir. Flavanoidler, C vitamininin etkilerini arttırır ve antioksidan olarak görev yapar. Bunlar aynı zamanda karaciğer toksinlerine, tümörlere, virüslere ve diğer mikroorganizmalara, alerjiye ve inflamasyona karşı biyolojik aktivite göstermektedir. Kan damarlarını, özellikle hücrelere oksijen ve besin ögesi taşıyan kılcal damarları koruyan flavanoidlerin, diyabetli kişilerde katarakt oluşumunu yavaşlattığı düşünülmektedir.

FLAVANOİD FONKSİYON
Hesperidin “İyi” kolesterol seviyesini arttırır, “kötü” kolesterol seviyesini düşürür. İnflamasyona karşı korur ve ağrı kesici etkisi vardır.
Kuersetin Alerjiyle ilişkili inflamasyonu azaltır, baş-boyun kanserlerinin büyümesini durdurabilir; HIV’in, kendisini çoğaltmak için kullandığı enzim olan ters transkriptazı durdurabilir ve akciğerleri, kirlilik maddeleri ile sigaranın zararlı etkilerinden korur.
Tangeretin Kanser hücrelerinde (lösemi) programlı hücre ölümünü tetikler ancak sağlıklı hücreleri etkilemez.
Resveratrol Kan pıhtısı, kanser, kalp hastalığı ve felç riskini azaltabilir.
Flavanoller Güçlü antioksidanlardır. Yaşlılarda denge-koordinasyonu ve kısa süreli belleği iyileştirdiği gösterilmiştir.
Antosiyaninler İdrar yolu enfeksiyonlarının önlenmesine yardım eder.

Fito-östrojenler

Fito-östrojenler, yapısal olarak memeli östrojenine benzeyen, bitkilerde doğal olarak bulunan bileşiklerdir. Vücutta östrojenin etkisini taklit eder ya da yok eder. Bir fito-östrojen olan izoflavonun tüketilmesi; kanserin önlenmesi, iyileşen kalp-damar sağlığı ve gelişen kemik sağlığı ile ilişkilidir. Soyada bulunan izoflavonların, menopoz semptomlarının tedavisinde faydalı olduğu düşünülmektedir.

Fitosteroller

Fitosteroller, en fazla yeşil ve sarı sebzelerin tohumlarında bulunmakla birlikte pek çok bitki türünün yapısında yer alan sterollerdir. Fitosteroller, vücut tarafından emilen kolesterolün ince bağırsağa alınmasını engelleyerek miktarını azalttığı için insan beslenmesinde önemlidir. Ayrıca vücuttan kolesterolün atılmasını kolaylaştırmaktadır. Kolesterol, kalp hastalığı açısından önemli bir risk faktörü olduğundan, bu durum özellikle önemlidir.

Karotenoidler

Karotenoidler; parlak sarı, turuncu ve kırmızı meyveler ile sebzelerde bulunan renk maddeleridir. Karotenler ve ksantofiller olarak ikiye ayrılan 600’den fazla doğal karotenoid vardır. Karotenoidler, genellikle A vitamini öncülü olarak bilinir. Yani bu bileşikler alındığında vücut tarafından A vitaminine dönüştürülür. Ancak karotenoidlerin %10’undan daha azının böyle bir fonksiyonu vardır. Karoten grubunda yalnızca alfa, beta ve epsilon karotenler, A vitamini öncülü olarak işlev görmektedir. Bunlar arasında en aktif olan, beta karotendir. Ksantofiller; A vitaminini, diğer karotenoidleri ve E vitaminini oksidasyondan korur. A vitamini öncüllerinin yanı sıra gama karoten, likopen ve lutein gibi diğer karotenoidlerin de akciğer, meme, rahim, kolorektal ve prostat kanserlerine karşı koruduğu gösterilmiştir. Zeaksantin ve lutein, 50 yaşın üstündeki insanlarda görme kaybının önlenmesine yardım edebilmektedir. Ksantofil, cildi güneş ışığından koruduğu için bir bronzlaşma ürünü olarak popüler olmuştur. Kriptoksantin olarak adlandırılan başka bir ksantofilin kadın üreme dokuları üzerinde koruyucu bir etkisi olduğu düşünülmektedir.

Kanserle savaşan enzimleri güçlendiren (organo sülfür bileşikleri gibi), faydalı bakterilerin gelişimini destekleyen (organik asitler ve polisakkaritler gibi) ve kan pıhtılaşmasına yardım eden (fitosteroller ve yağ asitleri gibi) başka birçok bitkisel kimyasal mevcuttur.

Yazan: Stj. Dyt. Fatih Bıçaklar

Kaynak: Diyabetik ve Fonksiyonel Gıda Üreticileri Derneği

 

 

 

mail-grubu