Çölyakla Yaşamak…

0
1974
www.diyetisyenstore.com

Çölyakla Yaşamak…
Ayşenur Şahin

Sofralarımızın baş tacı ekmek, pastane vitrinlerindeki rengarenk pastalar, annemizin pişirdiği dumanı üstünde mantı… Buğday ve buğdaydan üretilen her türlü besin hayatımızın, damak tadımızın, sofralarımızın en büyük baş tacı. Ve bir gün hastaneye ishal ya da karın ağrısı gibi bir sebeple gidip, buğday içindeki küçücük bir protein yüzünden tüm bu yiyeceklere veda etmek zorunda kalıyorsunuz.

Bu proteinin adı : Gluten. Ve hastalıksa Çölyak…

Hayatın herhangi bir döneminde görülmekle birlikte daha çok 5 yaş altında ve 40-50 yaş aralığında sıklığı artan Çölyak, genellikle ishal, karın şişliği, gelişme geriliği gibi bulgularla ortaya çıkar.

Boy kısalığı ya da demir eksikliği de belirti olabilir. Çünkü boy kısalığı olan çocuklarda hastalığın görülme sıklığı % 3-55 arasındayken, hastalık tanısı alan bireylerin % 70 inde demir eksikliği görülmekedir.

Her hastalıkta olduğu gibi, Çölyakta da erken tanı çok önemlidir. Bu sayede hastalığın tek tedavi yöntemi olan Glutensiz Diyet Tedavisine erken başlanarak kemik erimesi, kısırlık , bağışıklık sistemi hastalıkları ve  bağırsak lenfoması gibi rahatsızlıkar önlenebilir.

Tedavi, diyetten öncelikle buğday, arpa, çavdar gibi tahılları içeren besinlerin daha sonra da bunların işlenmesiyle oluşan un, ekmek, pasta, bisküvi gibi gıdaların çıkarılmasıyla uygulanır.

Diyet tedavisine tam uyum sağlayan hastaların %70 inde hastalık bulgularında 2 hafta içerisinde iyileşme gözlenmiştir.

Diyetten buğdayın çıkarılmasıyla karbonhidrat kaynaklarının büyük ölçüde azaldığı bu diyette yağ tüketimi istemsiz olarak artmaktadır. Bu durumun olası sonuçlarını engellemek için Çölyaklı bireyin beslenme programı titizlikle hazırlanmalıdır.

Bunu yapacak olan kimse, tabi ki konunun tek uzman olan diyetisyenlerdir. Bireyin kilosuna, boyuna, yaşına,ihtiyaçlarına ve zevklerine göre bir diyet uygulanmalıdır.

Glutensiz diyet, uygulanması hiç de kolay olmayan bir tedavi yöntemidir.Çünkü gluten sadece buğday içeren besinlerde değil birçok hazır gıdada, diş macunu, diş fırçası, yüz kremi gibi sıkça kullandığımız kişisel bakım ürünlerinde bile bulunabilir.

Diyetin uygulanma güçlüğü ve piyasadaki glutensiz gıdaların trans yağ ve şeker içeriğinin çok yüksek olması, Çölyaklılalara evde glutensiz besinler pişirmeyi öğretmeyi zorunlu kılmıştır.

Çölyak ve diğer kalıtsal metabolik hastalıklı bireyler için yurt dışında üretilen birçok gıdanın temini, anne babalara evde pişirebilecekleri yiyeceklerin uygulamalı olarak öğretilmesi için 1997 yılında Uzman Diyetisyen Figen Kutluay tarafından Ankara’da Metvak Mutfak kurulmuştur.

Tarif listelerini e-mail ve posta yoluyla tüm Türkiye’ye dağıtan Kutluay, halen Metvak’ta ebeveynlere bu eğitimi vermeye devam ediyor. Üstelik yiyecekleri artık yerli glutensiz unla hazırlıyorlar.

Aşağıda görmüş olduğunuz “ Glutensiz Ekmek Tarifi “ ni evinizde uygulayabilir, Çölyaklı tanıdıklarınıza verebilir ve daha birçok tarife e-posta yoluyla ulaşabilirsiniz.

 

MALZEMELER

500 gr GLUTENSİZ un

400 ml ılık su

20 gr yaş maya

20 gr şeker, 10 gr tuz

40 ml sıvıyağ

                                            YAPILIŞI

100 ml ılık suyla yaş maya inceltilir, unun üzerine, tuz, şeker, yağ, su ve          kabarmış olan maya da eklenip yumuşak bir hamur elde edilir. Hamur, pişireleceği kap ya da tepsi üzerine sıvıyağ ve pekmez sürüldükten sonra üzeri örtülerek 30-40 dk bekletilir.

Hamur, pişirileceği kap ya da tepsi üzerine sıvıyağ ve pekmez sürülerek üzeri örtülüp 30-40 dakika beklenir. İyice mayalandıktan sonra üzerine bıçakla 2-3 çizik atılarak sıcak fırında 30-35 dakika pişirilir.( Ekmek pişerken başka bir rafa su dolu bir kap konur.)

Pişen ekmek ıslak beze sarılarak yumuşacık olması sağlanır.

iyice soğuduktan sonra dilimlenir

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Onların deyimiyle” Çölyak bir hastalık değil, yaşam biçimidir.”

İyi hazırlanmış, doğru uygulanan bir diyet, kalıcı beslenme eğitimleriyle Çölyakla kaliteli yaşam mümkün.

Sağlıklı günler J

 

mail-grubu
Önceki haberDiyetisyen İş İlanı
Sonraki haberOrganik Tarım Sunumu İndir
Ayşenur Şahin 23.10.1994 tarihinde İnegöl’de doğdu. İlkokulu burada tamamladı.2012 yılında İnegöl Altın Nesil Kolejinden mezun oldu. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü kazandı. Eğitim öğretim hayatı boyunca çeşitli kongre ve sempozyumlara katıldı. Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesindeki Öncü Sağlık Kulübünün kurucularından biri olarak birçok sosyal sorumluluk projesinde aktif rol aldı. Bursa,Ankara,Erzurum gibi illerde çeşitli kurumlarda zorunlu ve gönüllü staj deneyimleri yaşadı. Çeşitli gazete ve dergilerde beslenme üzerine yazdığı köşe yazıları büyük ses getirdi. 2015 yılı Nisan ayında yayın hayatına başlayan ve 2 ayda bir yayınlanmaya devam eden Turuncu Sağlık dergisinin kurucularından biri ve isim annesi olan Ayşenur Şahin 2016 yılının eylül ayına kadar bu oluşumda yayın yönetmenliği görevini başarıyla yürütmüştür. Ayrıca Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümünde de eğitim öğretim hayatına devam etmektedir. 2016 yılı Haziran ayında Atatürk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü iyi bir dereceyle bitirerek “diyetisyen” unvanı almış, çocukluk hayali olan mesleğine kavuşmuştur. Mezun olduktan sonra Madame Schulle Bakım ve Güzellik Merkezinde Beslenme Uzmanı olarak çalışmıştır.Şu anda Fizyo İnegöl Sağlıklı Yaşam Merkezinde İnegöl halkına hizmet etmektedir. Şehir dışında ikamet eden danışanlarını ise online diyet sistemi ile takip etmektedir.