Sosyal Medya Araştırması – E.Kübra Zeydanlı

0
1465
www.diyetisyenstore.com

İnternette ve sosyal paylaşım sitelerinde sayısız profil, sayfa, grup beslenme hakkında bilgi paylaşımı yapıyor. Kimileri zayıflama, kimileri sağlık kimileriyse güzellik adı altında. Biraz bunları araştırayım dedim ve sonuçlarını sizlerle de paylaşmak istedim.

GOOGLE
Google’a diyetisyen kelimesini girdiğimde karşıma ilk çıkan siteler diyetisyenlere ait. Diyet yazdığımda ise ilk çıkanlar kadınlar için açılmış olduğu iddia edilen siteler. Bu sitelerde diyetlerin çok büyük bir oranının şok diyet ya da kalorisi düşük diyetler olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Diyetlerin ve beslenme hakkındaki bilgilerin kaynakları ise doktorlar, mankenler, dünyadaki ünlüler… Peki, hiçbir yazının sahibi diyetisyen değil mi? Elbette bazı ünlü diyetisyenlerimizin metabolizma hızlandıran besinler gibi başlıklar altında yazıları mevcut. Google’da üçüncü arattığım kelime zayıflama. İlk çıkan site bir doktor sitesi ve onun altındakiler içinde diyet kelimesi geçen; ancak konunun tek uzmanı –diyetisyenler- tarafından hazırlanmamış siteler. Son olarak bölgesel zayıflama yazdım ve bir diyetisyen sayfasıyla karşılaşabildim. Bu beni mutlu etse de çıkan sonuçlar yine sinir bozucuydu. Kendisini “obezite danışmanı” olarak tanıtabilen bir beyefendinin varlığını öğrenmem gibi.

FACEBOOK
Facebook’ta bazı diyetlerin taraftar grubu olduğuna dikkat etmiş miydiniz? “A Diyetini yapanlar” diye bir sayfaya girip A kişisini eleştirme gibi bir imkanınız yok.

Facebook’ta bazı sayfalar-gruplar kilo verme konusunda başarılı olmuş kişiler tarafından açılmış, bazıları zayıflama diyeti yapan kişiler tarafından. Ben bu grupların ya da sayfaların sıkı bir takipçisiyim ve size birinden bahsetmek istiyorum.
Oldukça fazla üyesi bulunan bu gruba girdiğinizde karşınıza bir yazı çıkıyor: Bu grup motivasyon amaçlı kurulmuştur, grup yöneticileri konunun uzmanı değildir şeklinde uzayıp giden güzel bir yazı. Buna rağmen üyeler birbirlerinin paylaştığı her şeye diyetisyenlerden daha çok güveniyor.

Grubun kurucusuna sordum:
İnsanların diyetisyene güvenmeme sebebi sence ne? Neden Facebook’taki bu gruplar diyetisyen yazılarından daha etkin, daha çok ilgi görüyor?

Cevabı ise:
Bu gruptaki insanlar kendi çevrelerinden kilo verme veya almayla ilgili yeterli destek göremiyor. Kendileriyle aynı sorunu yaşayan insanlarla konuşmak bir nevi grup terapisi oluyor

Diyetisyen kişiyi inceliyor ona göre bir plan veriyor ama görüşme süresi 15-20 dk belki daha da kısa sürüyor. Maddi koşullar gereği üyelerin çoğu ayda bir diyetisyene gidiyor. Bu 1 aylık süreçte o kişinin kilo ve motivasyon takibi çok zor oluyor. Diyetisyene giden üyelerin çoğu bu eksiği kapatmak için bu tür gruplara üye oluyor. (Sen Facebookta sağlık ocaklarında da beslenme uzmanı olsun gibi bir imza kampanyası paylaşmıştın ve üyeler bunu çok desteklemişti.)
Gelelim kontrol altında olmayan üyelere, maddi durum ayda bir kontrolü yapılan klasik listelere inanmama ve diyetisyeniyle iyi iletişim kuramama nedeniyle ya da daha önceki girişimlerinde bir düzen yakalayamadıkları için tekrar gitmeyi düşünmüyorlar. Onun yerine internetten, televizyondan vb yerlerden duyduklarını deneye yanıla uyguluyorlar.
Kilo vermek isteyen her insan gerçeği bilse bile bir an evvel vermek istiyor ve diyetisyenler sağlık koşulları gereği bu hızı istemiyorlar. Daha uzun vadeye yayıyorlar bu yüzden motivasyonu korumak zor oluyor. Benim görüşüm, çoğunluk diyetisyene değil izlenen yönteme güvenmiyor. Kendisini kontrol edenle değil de onunla birlikte aynı mücadeleyi veren biriyle konuşmak motivasyonu daha yüksek tutuyor. Diyetisyen ile iletişim süreci çok kısıtlı ve özellikle kaçamak öncesi, diyetten sıkılma vb anlarda internet üzerinden anında destek alınabiliyor.

Diyetisyen yazıları neden etkin değile gelirsek, bir konu hakkında bilgi almak sorunu çözmeye elverişli değil. Üyelerin çoğunda kocaman bir soru, emziren anneler ne yapmalı? Dünyada bir sürü emziren anne var ve çok büyük bir kısmı nasıl beslenmesi gerektiğini bilmiyor. Temel bilgi eksikliği nedeniyle sizlerin yazılarını günlük hayatta dikkat edebilecek şekilde anlayamıyoruz diye düşünüyorum.

Bu Tarz Gruplara Üye 50 Bayana Sordum!
Diyetisyene ve diyetisyen tarafından verilen diyetlere bakış açılarını şöyle bir toparlarsak:
Kibrit kutusu denmesinden nefret ediyorlar.
Diyetisyenler hep kişiye özel diyet dese de onlar diyetisyene gittiklerinde hazır, herkese verilen listelerle karşılaşıyorlar.
Verilen diyetlerde hayat koşullarına ve beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmiyor. Bu yüzden uygulanabilirliği çok düşük oluyor.
Özel hastanelere para ödemelerine rağmen aynı durumu yaşıyorlar.
Bazı diyetisyenler aşağılayıcı konuşmalarda bulunuyor. Bazıları konuşurken yüzlerine bile bakmıyor.
Ciddi anlamda iletişim sorunları var.
Hazır listelerin her yerde bulunduğunu düşünüyorlar ve diyetisyenden aldıkları listenin de bunlardan farkı olmadığını söylüyorlar.
Özel hastanelere ya da kliniklere maddi durumları el vermediği için gidemiyorlar, devletin de imkanları belli.

– Bana göre bu sorunların nedeni danışana ayrılan sürenin çok çok az olması. Bu sebeple aile sağlık merkezlerinde diyetisyen kesinlikle bulunmalı.

-Diğer nedeni ise mesleğimizin bilinmemesi. Nereden mezun oluyoruz? Nasıl bir eğitim alıyoruz? Yaptığımız iş aslında ne? Nerelerde ne sıfatlarla çalışabiliyoruz? İnsanlar bu soruların cevabını bilmiyor. Çünkü bu konuda da eksiğiz.

-İnternette bilgi kirliliği var diyip geçiştiriyoruz. Yanlış bilgilerin yok olmasını bekliyorsak daha çok bekleriz. Yanlışların üstü ancak doğrularla kapanır. Doğru bilgi ne kadar çok artarsa, doğru bilgiler aramalarda ne kadar üstlere çıkarsa bu kirlilik de o kadar azalır.

Yazar :  Ögr. Dyt. E.Kübra Zeydanlı
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

[yaziGizle reklam=”reklam1″]www.yaylamaya.com[/yaziGizle]

 

mail-grubu