Dyt. Simay DEMİRKIRAN - AKDENİZ DİYETİ VE HASTALIKLAR İLE İLİŞKİSİ
1950’lerin sonu 1960’ların başında, henüz fast-food kültürü oluşmamışken, Akdeniz havzasının zeytin yetiştirilen alanlarında uygulanan beslenme modeli olarak tanımlanmaktadır.
Akdeniz Diyeti; sadece bazı besinlerin tüketimi olarak değil, Akdeniz bölgesinde yaşayan insanlara özgü yaşam tarzı olarak da tanımlamak mümkündür. Taze sebze ve meyvelerin yüksek oranda, et ürünlerinin düşük oranda tüketildiği, yemeklerde zeytinyağının kullanıldığı sağlıklı bir beslenme alışkanlığıdır. Yağ içeriği %30 ile %40 arasında değişmektedir.
TAHILLAR: (Günde ortalama 8 porsiyon) Tahıl ve ürünlerinin yüksek düzeyde tüketimi, geleneksel Akdeniz diyetinin bir özelliğidir.
SEBZE VE MEYVE: (Günde 4-6 porsiyon) Sebze ve meyveleri mevsimine uygun olarak seçmeye ve bunları sade bir şekilde pişirmeye özen göstermektedirler.
KURUBAKLAGİL VE YAĞLI TOHUMLAR: (Haftada 4-5 porsiyon) Kurubaklagiller, ister tek başına ister başka bir yiyecekle tüketilsin Akdeniz diyetinin önemli bir özelliğidir. Kuru baklagillerin çok çeşitli yemekleri yapılmakta ve yağlı tohumlar bol miktarda kullanılmaktadır (posa, antioksidant, fito-östrojen kaynağı)
GÜNLÜK TÜKETİLEN BESİNLER: Peynir, yoğurt (protein ve elzem aminoasit kaynağı) günlük tüketilen besinlerdir. Süt ürünlerinden özellikle yoğurt tüketimi yaygındır.
ZEYTİNYAĞI: (Günde 25-50 ml.) Akdeniz diyetinin en önemli özelliklerinden biri zeytinyağının yağdan gelen enerjinin temelini oluşturmaktadır. Yüksek antioksidan içeriği kadar, tekli doymamış yağ asidi (MUFA) açısından da zengin ve Akdeniz diyetinin ana yağ bileşeni ve “altın damgası” olarak kabul edilmektedir.
BAHARATLAR: Sarımsak, biberiye, kekik, nane, kişniş, kimyon, maydanoz, rezene gibi aromalı bitkiler bol miktarda kullanılmaktadır. Antimikrobiyal özellik de gösterirler.
KIRMIZI ET: Akdeniz diyetinde et orta düzeyde, fakat yeterli miktarda tüketilmektedir. Genellikle tavuk, kuzu eti ve balık tercih edilmektedir.
KIRMIZI ŞARAP: Kadınlar 1 kadeh, erkekler ise 2 kadeh tüketebilmektedir.
Akdeniz diyetinde besin çeşitliliği, alınan posa, çeşitli vitamin, mineraller, kullanılan zeytinyağı ve çok sayıda biyoaktif bileşenler nedeniyle yaşam süresinin uzaması ile ilişkili olduğu ve bu diyete uyum sonucu bel çevresini azaltarak başta obezite olmak üzere tip2 diyabet, kanser, kalp damar hastalığı ve bunlardan kaynaklı yaşanan ölümlerin %10-20 oranında azalttığı belirlenmiştir. Aynı zamanda HDL (iyi) kolesterol seviyesini arttırdığı, LDL (kötü) kolesterol seviyesini azalttığı görülmüştür.
Akdeniz Diyetini ve hastalıklar ile ilişkisini öğrendiğimize göre hadi bu diyeti uygulayalım ama uygulamaktan çok sürdürebilirliğinin önemli olduğunu da unutmayalım..
Dyt. SİMAY DEMİRKIRAN
KAYNAKLAR:
Prof. Dr. M. Emel Tüfekçi Alphan DİYETLER & GERÇEKLER Kitabı
file:///C:/Users/lenpvapc/Downloads/cardiovascular22-1-12.pdf
file:///C:/Users/lenpvapc/Downloads/saglikbilimleri2-2-7%20(1).pdf
Diyetisyen Ofisinze ait demirbaş listesi; Sorumlu Dyt. Odası; Çalışma masası , koltuğu Oturma grubu Kitaplık,…
Eğitimin Amacı Doğal beslenme ile gereksinimlerin karşılanamadığı ya da doğal beslenmenin mümkün olmadığı durumlarda Enteral…
Merhaba Arkadaşlar, Diyetisyen Tahir Bey, Manisa ilinde KYK da görevlendirilmek üzere Diyetisyen arandığını bildirmiştir. Diyetisyen…
Ankara Medipol Üniversitesi ve Obezite Diyetisyenliği Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği "Kadın Hastalıklarında Tıbbi Beslenme Tedavisi…
Diyetisyenler için özel etkinlik