Alkali beslenme nedir ? İddia edilen faydaları nelerdir ?

       Son zamanlarda oldukça gündeme gelen alkali beslenme vücudun pH dengesini korumaya yönelik bir beslenme çeşididir. Vücudumuzun pH dengesi 7.35 ortalamasındadır. Alkali beslenme ile bu pH dengesi korunmaya ve sağlanmaya çalışılır, asit yükü azaltılır. Asit yükünün azalması ile bağışıklığımız güçlenir, bölgesel yağlanma sorunu azalır, daha zinde ve güçlü hissederiz.

Alkali beslenme nasıl olur ?

   Yiyeceklerin asiditesine göre, bir başka ifadeyle ne kadar asitli olduklarına yani pH değerlerine göre seçim yapılır. Alkali gıdalar, meyve, sebze, baklagiller,tam tahıllar, yeşil çay iken; işlenmiş tahıllar, et, süt ve süt ürünleri, çikolata, kafein ise yüksek asit yüküne sahiptir. Katkı maddesi içeren ketçap, mayonez gibi gıdalar, paketli ürünler de bedende yüksek asit oluşturur. Fakat asit yükü fazla olan gıdaların tamamen diyetten çıkarılması doğru değildir. Sadece miktarının azaltılması gerekir. Besin maddelerinin dışında, düzenli uyku ve egzersiz, stresten uzak durmak da vücudun asit yükünü azaltacaktır.

Dikkat edilmesi gerekenler

– Alkali beslenmenin püf noktası, doğal ve mevsiminde gıdalar tüketmek, işlenmiş gıdalardan uzak durmaktır. Bu yüzden meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketin.

– İşlenmiş, katkılı gıdalardan uzak durun. Marketlerin en çekici reyonları çikolata, cips, sucuk, salam gibi farklı kategorilerdeki hazır gıdalara yaklaşmayın.

-Beyaz, yeşil ve mor sebzeler yenilebilir. Ancak sarı ve kırmızı sebzeler tüketilmemelidir.

 -Tüktilen sebzenin büyük kısmı çiğ olmalı.

– Sofra tuzunu bırakın. Deniz ve himalaya tuzu kullanın.

– Bir diğer alkali besin de tohumlardır bu gruptan da ceviz,susam,badem,keten tohumudur,alkali beslenmede bunları tüketmeye özen göstermek gerekir.

-Alkali beslenmede yağ olarak zeytin yağı başta olmak üzere balık yağı,Hindistan cevizi yağı,avokado yağı,susam,aşırıya kaçmamak koşuluyla doğal tereyağı  kullanılabilir.

  Alkali beslenmenin zararı var mıdır ?

    Alkali diyet ile ilgili yapılmış ve bu diyetin yararlarını kanıtlayıp uzun süre uygulanmasını destekleyen hiçbir bilimsel veri ve çalışma yoktur bu nedenle zararı olup olmadığı konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır.Bir kesim vücut, uzun süreli bir besin kısıtlamasına maruz bırakılmadığı, asit ve alkali besin dengesi sağlandığı sürece vücut için herhangi bir zararı olmadığını savunurken diğer kesim uzun süre bu şekilde beslenmenin vücutta  demir, çinko ve kalsiyum eksikliğine sebep olduğu  ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı görüşündedir.

Sağlıklı günler!

admin 2018

Recent Posts

Herpes Zoster, Postherpetik Nöralji ve Zoster Aşısında Beslenme Faktörleri

“Herpes zoster (zona) ve postherpetik nevralji riskinde beslenmenin önemi büyük. Vitamin ve mineral eksiklikleri bağışıklığı…

20 saat ago

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

2 hafta ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

2 hafta ago

Bitki Temelli Diyetlerde Osteoporoz ve Anemi Riski: Beslenme Eksiklikleri ve Klinik Etkileri Üzerine Sistematik Bir İnceleme

Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…

3 hafta ago

Eritrosit Yağ Asidi Profili, Akdeniz Diyeti ve Çocukluk Çağı Alerjik Astımında Astım Şiddeti: İspanya’da Yapılan Bir Kohort Çalışmasından Ön Bulgular

İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…

4 hafta ago

Düşük FODMAP Diyetinin İrritabl Bağırsak Sendromu Olan Hastalar Üzerindeki Etkisi

Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…

1 ay ago