Sizinde makaleleriniz yayınlansın istiyorsanız

tıklayın! 

Probiyotik nedir? Hangi besinlerde bulunur? İsim olarak oldukça birbirine benzeyen Probiyotikler ile Prebiyotikler arasında ne gibi farklılıklar var? Son zamanlarda oldukça popüler olan bu konular hakkında gelin beraber bilgilerimizi tazeleyelim.

PROBİYOTİK NEDİR?

Bağırsaklarımızın yapısında doğal olarak bulunan ve bağırsaklarda yaşayan dost bakterilerdir. Sayıları yüz trilyona yakındır.

– Bağırsak hareketlerini hızlandırır, sindirime yardımcı olur.
– Bağışıklığın güçlenmesine yardım eder, vücudu zararlı bakterilere karşı korur, enfeksiyon riskini azaltır.
– Besinlerle vücuda alınan toksik ve alerjen bileşenleri temizlerler.
– Kanserojen maddelerin etkisiz hale gelmesini sağlar.
– K vitaminin üretilmesinde rol oynar.
– Diş sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
– Diyabet ve kolesterolün düzenlenmesine, kilo kontrolüne yardım eder.
– Vücutta birçok metabolik faaliyete olumlu olarak katkıda bulunur.
– Kolon kanserini önleyen ve mesane kanserinin tedavisi üzerinde
olumlu etkilere sahip olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur.

Sağlık için oldukça önemli olan probiyotikler; konstipasyon (kabızlık), diyare (ishal) gibi birçok hastalığın giderilmesinde adeta ilaç gibidir. Dolayısıyla bu bakterileri içeren besinler, günlük yaşamda mutlaka tüketilmelidir.

Aşağıda probiyotik açısından zengin besinlere yer verilmiştir.

Bazı fermente süt ürünleri (doğal yoğurt, probiyotikli yoğurt, kefir, ayran, süzme peynir, ekşi krema, süt asiti ve yağı)
Keçi sütü
Fermente et ürünleri (kavurma ve fermente sucuk, pastırma)
Tarhana, Turşu
Boza, Bira Mayası, Hardaliye
Nar ekşisi, Sirke, Şalgam suyu

PREBİYOTİK NEDİR?

Prebiyotikler, diyet posasını(lifini) oluşturan karbonhidratlardan biridir. Sindirim sisteminde tek başına sindirilemez fakat bağırsakta fermente olur.

Probiyotikler tarafından enerji kaynağı yani besin olarak kullanılır ve onların çoğalmasını sağlar. Bağırsak fonksiyonlarını düzenler, hazmı kolaylaştırır. Prebiyotik besinler ihmal edildiğinde, gereğinden az tüketildiğinde probiyotikler çoğalamaz, aç kalırlar ve sayıları azalır.

Aşağıda prebiyotik açısından zengin besinlere yer verilmiştir.

Sebzelerde; pırasa, yer elması, pancar, bamya, enginar, kereviz, domates, soğan, sarımsak, hindiba, kuşkonmaz, hardal bitkisi
Kurubaklagillerde; fasulye, barbunya, mercimek, bezelye, nohut
Tam tahıllarda; tam buğday, yulaf, karabuğday, arpa, kepekli pirinç
Yağlı tohumlarda; ceviz, badem, fındık, ketentohumu
Meyvelerde; zeytin, muz, karpuz, greyfurt, üzüm, çilek, elma, kuru meyveler
Anne sütü

VÜCUTTA PROBİYOTİK DESTEĞİNE İHTİYAÇ DUYULABİLECEK BAZI DURUMLAR

– Obezite
– Antibiyotik kullanımı
– Doğum kontrol hapları
– Konstipasyon (Kabızlık)
– Diyare (İshal)
– Enfeksiyonların önlenmesi ve tedavi süreci
– Laktoz intoleransı
– İnflamatuvar bağırsak hastalıklarının tedavi süreci

PROBİYOTİKLERİN HEPSİ AYNI MIDIR?

Vücudun probiyotik ihtiyacı, mümkün oldukça doğal besinlerin tüketimiyle karşılanmalıdır. Yetersiz kalındığı durumlarda probiyotik desteklerine başvurulmalıdır. Kemoterapi sürecinde olan kanser hastalarında, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kişilerde ve çeşitli sağlık durumu yaşayan bazı bireylerde probiyotik destekleri olumsuz sonuçlara da yol açabilmektedir. Dolayısıyla probiyotik kullanımı muhakkak doktor kontrolünde olmalıdır.

Bilinmesi gereken en önemli şey, kullandığınız probiyotik desteğinin içeriğidir. Probiyotik desteklerinin farklı farklı çeşitleri vardır ve herkes için, her rahatsızlık için aynı probiyotik desteği etkili olmaz. Kabızlığı ishale, ishali kabızlığı çeviren, bağışıklıklık problemlerini çözen, gaz problemleri ortadan kaldıran çeşitli probiyotik destekleri mevcuttur.

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) RİSKİNİ AZALTIYOR!

Yapılan birçok bilimsel çalışma, probiyotiklerin Tip1 ve Tip2 diyabet tedavisinde önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Bağırsaklardaki dost bakterilerinin florada sayıca artış göstermesi, tip1 diyabeti başlamadan engelleyebilmekte ya da başlangıcını mümkün oldukça erteleyebilmektedir. Kesin sonuçlar elde edebilmek için daha birçok çalışmaya ihtiyaç duyulsa da düzenli probiyotik alımı, insülin duyarlılığın artmasında önemli bir role sahip.

Aileden gelen bir diyabet öyküsü, insülin direnci ya da diyabeti olan bireyler beslenmeleri konusunda oldukça dikkatli olmalıdır. Böyle durumlarda genel bir beslenme programı bireye yardımcı olamaz, mutlaka diyetisyen eşliğinde kişiye özgü bir beslenme programıyla yaşamlarına devam etmeleri gerekmektedir.

ALERJİK REAKSİYONLARIN ŞİDDETİNİ AZALTABİLİYOR

Yapılan çalışmalar net bir sonuç çıkarmak için yeterli olmasa da günlük yeterli miktarda probiyotik alımı, alerjik belirtilerin azalmasını sağlayabilmektedir.

Sağlıklı ve Mutlu Günler Dilerim.

Dyt Rümeysa Özkan

Recent Posts

Sağlık Bakanlığı’ndan Yeni Kurumsal Kimlik ve Kıyafet Standartları

Sağlık çalışanları için tek tip kıyafet dönemi başlıyor T.C. Sağlık Bakanlığı, 2025 yılı itibarıyla kurum…

4 gün ago

İrritabl Bağırsak Sendromu Gibi Görünen Nikel Alerjisi – Olgu Sunumu

Dirençli IBS vakalarında nikel alerjisi göz ardı edilen bir neden olabilir. Nikel açısından zengin gıdaların…

1 hafta ago

Herpes Zoster, Postherpetik Nöralji ve Zoster Aşısında Beslenme Faktörleri

“Herpes zoster (zona) ve postherpetik nevralji riskinde beslenmenin önemi büyük. Vitamin ve mineral eksiklikleri bağışıklığı…

4 hafta ago

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

1 ay ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

1 ay ago

Bitki Temelli Diyetlerde Osteoporoz ve Anemi Riski: Beslenme Eksiklikleri ve Klinik Etkileri Üzerine Sistematik Bir İnceleme

Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…

2 ay ago