Bulimia Nervoza – Dyt. Kübra Zeydanlı

BULİMİA NERVOZA

Bulimia nevroza kelime olarak “Öküz Açlığı” anlamına gelir.

Kontrol edilemeyen aşırı yemek yeme nöbetleri(3000-20000 kkal) ve sonrasında yaşanan suçluluk-utanç gibi duygularla arınma davranışının oluşmasıdır. Erkeklerde %0,5 kadınlarda ise %1,5 oranında görülmektedir.

Yeme nöbetlerinin sıklığı günde birkaç kez ila haftada bir kez olabilir. Bu nöbetler genellikle hastanın kendisini kaygılı, gergin ve sıkıntılı hissettiği zamanlarda ortaya çıkar. Nöbet hastada suçluluk ve utanç duygusuna sebep olur. Bu duyguyla kişi kendini kusturarak, laksatif vb. kullanarak pişmanlığını telafi etmeye çalışır. Bu hastaların en büyük özelliklerinden birisi kilo almaktan korkmalarıdır. Genelde zayıflama diyetleri ve bulimia atakları birbirini kovalar.

Bulimia nervozalı hastaların iştah metabolizmalarının sağlıklı bireylerden farklı olduğu düşünülmektedir. Bu amaçla bir çalışmada GLP-1 (Bilgi: İnsülin duyarlılığını artırıcı, mide boşalmasını baskılayıcı, mide ve pakreas salgılarını azaltıcı, ince bağırsak pasajını yavaşlatıcı  GLP-1, Oksintomodülin ve P-YY gibi hormonları aktive etmektir.) düzeylerine bakılmış ve çalışma sonucunda bulimialı hastaların normal bireylere göre GLP-1 düzeyleri daha düşük bulunmuş. Yani bulimialı hastalarda iştah kontrolü sağlayan bir protein az bulunuyor bu da hastaların neden doymak bilmediklerini ortaya koyuyor.

DSM-5’e Göre Bulimia Nervoza İçin Tanı Kriterleri:

-Yineleyen tıkınırcasına yeme ataklarının olması olması

– Kilo almaktan sakınmak ve uygunsuz dengeleyici davranışlarda (kusma, laksatifler, asırı egzersiz, yemek yememe vb.) tekrar tekrar bulunmak.

-Kendini değerlendirirken anlamsız bir biçimde vücudunun biçimi ve ağırlığından etkilenme.

-Ortalama 3 ay boyunca haftada en az 1 kez görülen tıkınırcasına yeme nöbetleri ve sonrasında arındırıcı davranışta (kusma, aşırı egzersiz, laksatif, diüretik kullanımı vb.) bulunma.

Hastalığın iki türü vardır:
1. Çıkartma olan tip; kişinin atak sonrası kendini parmak, diş fırçası vb. yardımıyla kusturarak ya da laksatif etki (ishal) yapan ilaçlar kullanarak yediklerini vücudundan atmaya çalışmasıdır.

  1. Çıkartma olmayan tip; Kişi atak sonrası yemek yememe ya da aşırı spor gibi davranışlar gösterir.

BN hastalarının %30’unda Anoreksiya hikayesi vardır, %70’i tedaviyle iyileşir, İyileşen hastalarınsa %30’unda belli bir süre sonra hastalık kendini tekrarlar. Bu hastalık oldukça ciddi sorunlara yol açar ve hastaların %6’sı kaybedilir.

Hastalığın yol açtığı sorunlar arasında, anksiyete, depresyon, sıvı ve elektrolit bozuklukları, kronikleşen kabızlık, karın ağrısı, sindirim bozuklukları, kardiyomiyopati (kalp kasının yetersiz kasılması), kardiyak aritmi (düzensiz kalp atışı) sayılabilir.

Hastalığın ilerleyen dönemlerinde hastalar refleks olarak kendi göğüs ve karın kaslarını kasarak kendilerini kusturmayı öğrenebilirler. Kendini kusturan hastaların tükürük bezlerindeki büyüme sebebiyle yüzlerinde şişlik olabilir. Kendini kusturmaya bağlı olarak ağız ve dişlerde çürükler, el parmaklarında deride kalınlaşma ve sertleşmeler görülebilir.

Bulimiada tedavinin hedefi tıkınma ataklarını önlemektir. Tıkınma atağının önlenmesini hedef alan tedavide diyetin yanı sıra psikoterapi, fluoksetin, sitalopram, essitalopram, fluvoksamin, sertralin, atomoksetin, zonisamid, topiramat gibi etken maddeli ilaçlar kullanılır.

Beslenme tedavisi kişi için özel olarak planlanır ve alışkanlıkları değiştirmeye yönelik olmalıdır. Hastalara bilimsel beslenme eğitimi verilmelidir. Beslenmeyle, vücut ağırlık kontrolüyle, kusma ve laksatif etkili ilaçların kullanımıyla ilgili yanlış inançlarını düzeltmek diyetisyenin görevidir. Beslenme tedavisi ve eğitimi kişinin hikayesine göre farklı şekillenebilir. Bireylerin metabolizma hızı ölçülmeli ve bu değere göre kişinin zayıflama isteği ve iştahı göz önünde bulundurularak diyet enerjisi hesaplanmalıdır. Günde 3 ana öğün en az 1 ara öğün ile aşırı yeme atakları önlenmeli ve kişinin yavaş-bilinçli yemek yemesi sağlanmalıdır.

[vc_cta h2=”Yazar : Diyetisyen E. Kübra Zeydanlı” txt_align=”center” style=”flat” color=”purple” css_animation=”top-to-bottom”]Sitemizde ilan veya Yazı yayınlamak İsterseniz BURAYI tıklayınız.[/vc_cta]

 

Diyetisyen E.Kübra Zeydanlı

Genç Diyetisyenler Yazarı; E. Kübra Zeydanlı, Hacettepe Üniversitesi - Beslenme ve Diyetetik Bölümü Mezunu  

Recent Posts

3. Ulusal Cerrahi Onkoloji Sempozyumu

3. Ulusal Cerrahi Onkoloji Sempozyumu ile 2. Ulusal Cerrahi Onkoloji Diyetisyenliği ve Hemşireliği Sempozyumu, ‘Evre…

2 hafta ago

Sağlık Bakanlığı’ndan Yeni Kurumsal Kimlik ve Kıyafet Standartları

Sağlık çalışanları için tek tip kıyafet dönemi başlıyor T.C. Sağlık Bakanlığı, 2025 yılı itibarıyla kurum…

3 hafta ago

İrritabl Bağırsak Sendromu Gibi Görünen Nikel Alerjisi – Olgu Sunumu

Dirençli IBS vakalarında nikel alerjisi göz ardı edilen bir neden olabilir. Nikel açısından zengin gıdaların…

3 hafta ago

Herpes Zoster, Postherpetik Nöralji ve Zoster Aşısında Beslenme Faktörleri

“Herpes zoster (zona) ve postherpetik nevralji riskinde beslenmenin önemi büyük. Vitamin ve mineral eksiklikleri bağışıklığı…

1 ay ago

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

2 ay ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

2 ay ago