2025

Diyabet Mellitus’ta Gen-Diyet Etkileşimleri: Güncel Bulgular ve Kişiselleştirilmiş Beslenmenin Potansiyeli

ÖZET

Tip 2 diyabet (T2DM), hem genetik faktörler hem de çevresel etkenlerin birleşimiyle ortaya çıkan kronik bir metabolik hastalıktır. Genetik yapımız, glukoz metabolizması, insülin üretimi ve hücrelerin insüline verdiği tepki gibi hayati süreçleri doğrudan etkileyen varyantlar içerir. Bu varyantlar arasında TCF7L2, FTO, PPARG ve SLC30A8 gibi genler, diyabet riskini anlamada öne çıkan genetik belirteçlerdir. Ancak bu genetik yatkınlık tek başına hastalığın ortaya çıkmasını açıklamakta yetersiz kalır; çünkü beslenme tarzı, fiziksel aktivite düzeyi ve yaşam koşulları gibi çevresel faktörler bu genetik riskin ne ölçüde aktif hale geleceğini belirler. İşte bu noktada gen-diyet etkileşimleri (G × D) devreye girer. Aynı beslenme biçimi, farklı genetik profillere sahip bireylerde çok farklı metabolik sonuçlar doğurabilir. Örneğin, karbonhidrat açısından zengin bir diyet bazı kişilerde glukoz düzeylerini hızla yükseltirken, bazı kişilerde nötr bir etki gösterebilir. Bu bilimsel gerçek, kişiye özel beslenmenin önemini vurgular.

Nutrigenetik adı verilen bir alan, bireylerin genetik yapılarına göre en uygun beslenme planlarını geliştirmeye odaklanır. Böylece hem diyabetin gelişme riski azaltılabilir hem de mevcut hastalar için tedavi daha etkili hale getirilebilir. Epigenetik süreçler de bu tabloya önemli katkılar sunar; çünkü beslenme gibi dışsal etkenler DNA’mızın işlenme biçimini değiştirebilir. Örneğin, yüksek yağlı diyetlerin bazı genlerin inflamasyonla ilgili ifadelerini artırabileceği gösterilmiştir. Günümüzde nutrigenetik testlerle bireyin karbonhidrat toleransı, yağ metabolizması ve mikrobesin ihtiyaçları gibi kişisel veriler analiz edilebilmekte ve bu verilerle beslenme önerileri özelleştirilmektedir.

Gelecekte multi-omik yaklaşımlar (genom, epigenom, mikrobiom vb.) ve yapay zekâ destekli sağlık teknolojileri sayesinde bireyin diyabet riski daha kesin bir şekilde belirlenecek ve bu riske özel dinamik diyet planları geliştirilebilecektir. Sonuç olarak, genetik bilginin beslenme stratejileriyle buluşturulması, Tip 2 diyabetle mücadelede devrim niteliğinde bir yaklaşım sunmakta; her bireyin metabolik özelliklerine göre şekillenmiş bir sağlık yolculuğu vaat etmektedir.

 

Makaleyi okumak için:

https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC12111186/pdf/genes-16-00578.pdf

Admin Diyetisyen

Recent Posts

6. Ulusal Palyatif Bakım Sempozyumu

Palyatif Bakım Derneği tarafından 27 Eylül 2025 tarihinde Ankara’da düzenlenecek olan 6. Ulusal Palyatif Bakım…

3 gün ago

I. Ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi

5-6 Aralık 2025 tarihlerinde Ankara Gazi Üniversitesinde düzenlenecek olan I. ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi'nde…

5 gün ago

5. Fitovizyon Doğal Yaşam ve Sağlık Ürünleri Kongresi & Kanserde Beslenme ve Doğal Yaklaşımlar

11-12 Ekim 2025 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde 5. Fitovizyon Doğal Yaşam ve Sağlık Ürünleri Kongresi…

7 gün ago

Hindiba Kahvesi ve Sağlıkla İlişkisi – Fatma Aytunç

Hindiba (Cichorium intybus L.), zengin inülin ve antioksidan içeriğiyle sindirim sistemi, bağışıklık ve kalp sağlığını…

7 gün ago

4. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu-Online

2-3 Ekim tarihinde online olarak gerçekleştirilecek 4. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu'nda beslenme…

1 hafta ago

II. Ulusal Çocuk Beslenme Kongresi (ÇOBES)

Çocuk Beslenme ve Metabolizma Derneği'nin 6-9 Kasım 2025 tarihleri arasında Trabzon'da gerçekleştirmeyi planladığı II. Ulusal…

1 hafta ago