Diyetisyen Berrak Ergüden

ÇOCUKLARDA OBEZİTEYE DİKKAT!

Obezite basit tanımıyla vücutta aşırı yağ birikmesi ile oluşan metabolizma sorunudur. Her geçen gün daha sık görmeye başladığımız obez çocukların sayısındaki bu artış günümüz beslenme alışkanlıklarındaki değişme, hazır yiyeceklerle beslenme, fast-food, yağ ve karbonhidrat içerikli besinlerin fazla tüketilmesi, çocukların fiziksel aktiviteden uzaklaşarak televizyon karşısında saatlerce oturmaları ve bilgisayar oyunlarına yönelmeleri ile ilişkilidir.

Çocuklarda obezite taramasında en çok kabul gören metod vücut kitle indeksi (VKİ) hesaplamasıdır. Anormal VKİ yaş ve cinsiyete göre spesifik persentil eğrilerine göre değerlendirilir. İki yaş üzeri çocuklarda VKİ,

  1. persentilin üzerinde ise aşırı kilolu,
  2. persentilin üzerinde ise obez veya aşırı kilolu,
  3. persentilin üzerinde ise morbid obez olarak değerlendirilmektedir.

İki yaş altı çocuklarda ayına göre olması gereken kilonun >% 85’i fazla kilolu olarak adlandırılmakta, obez denilmemektedir. Obez çocuklar;

  • metabolik sendrom,
  • insülin direnci,
  • erken başlangıçlı tip 2 diyabet( Amerikan Diyabet Derneği; VKİ >85. persentil olan 10 yaş üzeri çocuklarda en az 2 risk faktörü var ise iki yılda bir açlık kan şekeri ölçülmesini önermektedir.),
  • polikistik over sendromu,
  • hipertansiyon,
  • hiperlipidemi,
  • obstruktif uyku apnesi,
  • ateroskleroz,
  • solunum sistemi hastalıkları,
  • serebrovasküler hastalıklar ve
  • ortopedik problemler oluşması açısından ciddi risk altındadır.

Obez çocukların 1/3’ü ilerleyen yaşlarda da obez kalmaktadır. Bu nedenle obezite çocukluk çağında tanımlanmalı, erişkin dönemdeki obezite ve obeziteye bağlı komplikasyonlar önlenmelidir.

Tedavi için ne yapmalıyız?

  • Ailenin çocuğu obeziteden koruma ve tedavide çok önemli olduğu bilinmeli, beslenme alışkanlığının ailede kazanıldığı ailelere aşılanmalıdır.
  • Süt çocukluğu döneminden başlanarak önlem alınmalıdır.
  • 3 yaş altı bebekler ilk 6 ay yalnızca anne sütü almalı, 6 aydan sonra ek gıdalar ile birlikte anne sütüne devam edilmelidir.
  • Biberon susturma aracı olarak kullanılmamalıdır.
  • Ek gıdalara geçildikten sonra meyve suyu, tatlı içeceklerden ve karbonhidrat yüklü mamalardan uzak durulmalıdır.
  • Düşük ve çok düşük enerjili diyetler kesinlikle uygulanmamalıdır. Büyümenin hızlı olduğu bu evrede bu tür diyetler büyüme ve gelişmeyi en­geller. Ayrıca düşük kalorili diyetler B grubu vitaminleri, kalsiyum, demir gibi besin öğelerinin yetersiz alımına neden olduğundan kesinlikle önerilmez.
  • Porsiyon boyutları kontrol altına alınarak hızlı enerji alımı sınırlandırılmalıdır.
  • Arada yapılan abur cubur tüketimi önlenmelidir.
  • Günün en az 1 saati eğlenceli ve yaşına uygun fiziksel aktivite ile geçirilmelidir.
  • Obezite riskini artırdığı için televizyon, bilgisayar ve video oyunları gibi eğlence araçlarının günlük kullanımı 2 saat ile sınırlandırılmalıdır.

Diyet içeriği nasıl olmalıdır?

Günlük alması gereken enerji; bazal metabolizma (BMR) , fiziksel aktivite (FA) , çocuklar için  büyüme ve gelişme (B+G) ekinin toplamına eşittir. Çocuklarda enerji sınırlandırılması harcanan enerji ka­dar olmalıdır ve çocuğun enerji gereksinmesi olması gereken ağırlık üze­rinden hesaplanmalıdır.

Karbonhidrat içeriği: Enerjinin % 55-60’ı karbonhidratlardan gelmeli­dir. Kompleks karbonhidrat içeriği yüksek olmalı, rafine karbonhidrat alımından uzak durulmalıdır.

Diyette doygunluk sağlanması için diyetin posa içeriği yüksek olmalıdır. Bunun için sebze-meyve, kuru baklagil ve tahıl ürünleri tüketilmelidir. Posa içeriği yüksek besinler düşük enerjili olup aynı zamanda çiğneme süresi uzundur, mide boşalma hızı yavaştır bu sayede daha az besin tüketilmesini sağlar. Çocuklarda posa alımı için günlük önerilen miktar 12-24 g/gün dür.

Proteinler: Enerjisinin %12-15’i proteinlerden sağlanmalıdır. Proteinin miktarı kadar kalitesi de önemlidir. Hayvansal kaynaklı protein içeriği yüksek olmalıdır. ( süt ürünleri, et, balık, yumurta vb.) Diğer kısmının ise kurubaklagil ve sebzelerden gelmesi önerilmektedir.

Yağlar: Sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde enerjinin % 25-30’u yağlardan gelmelidir. Yağlar enerji sağlamalarının yanı sıra yağda eriyen vitaminlerin kullanımında ve sinir sisteminin çalışmasında da rol oynarlar.

Ayrıca diyetin tekli ve çoklu doymamış yağ asitlerini içermesi, bu dönemde büyüme açısın­dan önemlidir. Fakat erken yaşlarda damar tıkanıklığına meyil vermemek için tereyağı ve yağlı etlerin aşırı tüketiminden sakınılmalıdır.

 

 

Diyetisye Berrak Ergüden

Selçuk Üniversitesi 2015 yılı mezunu

Recent Posts

Düşük FODMAP Diyetinin İrritabl Bağırsak Sendromu Olan Hastalar Üzerindeki Etkisi

Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…

1 gün ago

VI. Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi

Türkiye'nin ilk Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi, 27 Eylül 2025’te İzmir Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Spor beslenmesi…

1 hafta ago

Otoimmün Beslenmenin Dengelenmesi: Etçil Beslenme Risklerinin ve Kişiselleştirilmiş Bakımda Bitki Bazlı Gıdaların Koruyucu Rolünün Değerlendirilmesi

Bu makale, otoimmün hastalıklarda Carnivore diyetinin potansiyel faydaları ve risklerini inceliyor. Diyet, bitkisel gıdaları tamamen…

1 hafta ago

Diyabet Mellitus’ta Gen-Diyet Etkileşimleri: Güncel Bulgular ve Kişiselleştirilmiş Beslenmenin Potansiyeli

Bu derleme, Tip 2 Diyabet’in (T2DM) genetik yatkınlıkla ilişkisini ve bireylerin diyet müdahalelerine verdikleri farklı…

2 hafta ago

6. Ulusal Palyatif Bakım Sempozyumu

Palyatif Bakım Derneği tarafından 27 Eylül 2025 tarihinde Ankara’da düzenlenecek olan 6. Ulusal Palyatif Bakım…

2 hafta ago

I. Ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi

5-6 Aralık 2025 tarihlerinde Ankara Gazi Üniversitesinde düzenlenecek olan I. ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi'nde…

3 hafta ago