Sizinde makaleleriniz yayınlansın istiyorsanız

tıklayın! 

DİYETTE EKMEĞİN ROLÜ VE DİYETTE EKMEĞİ KESMENİN ZARARLARI    

   Ülkemizde tahıl tüketiminin ilk sırasında ekmek yer almaktadır. Günlük alınması gereken enerjinin yaklaşık %50ʼsi ekmek ve tahıl ürünlerinden karşılanmaktadır. Tahıllardan en çok kullanılanı ise buğday ve buğday mamulleridir. Ancak toplumda beyaz ekmek unu, tam tahıl unundan veya kepekli undan daha çok tüketilmektedir.

   Tanenin tamamını içeren tam tahıllar, besleyicilik ve fitokimyasal bileşenler açısından zengindir. Birçok epidemiyolojik ve klinik çalışma, tam tahıl tüketimi ile kardiyovasküler hastalık, kanser, tip II diyabet ve obezite gibi birçok kronik hastalık riskinin azaldığını göstermektedir.

   Beyaz ekmeğin üretim aşamasında buğdayın kabuk kısmı ile çekirdeği çıkartılır ve endosperm kısmı toz haline getirilir. Bu aşamalar sonucunda ekmek; lif, B vitaminleri, demir, minerallerden uzaklaşmış olur.

   Toplumda bilinenin aksine ekmek tüketiminin kilo almaya değil, vermeye etkisi vardır. Ancak önemli nokta hangi ekmekten ne kadar yenilmesi gerektiğidir. Tercih edeceğimiz ekmek tam buğday unundan yapılmış doğal ekmek olmalıdır.

EKMEK TÜKETİLMEMESİNİN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ

   Beynimizin tek besin kaynağı glikozdur. Beyin hücreleri, ihtiyaçlarını depolayamadıkları için kan şekerine bağımlıdır. Ekmeğin içindeki karbonhidratlar sindirim sonucu parçalanarak glikoza dönüşür. Beyin glikozu kullanır ve kan şekeri dengelenir.

   Esas olan kan şekeri ritmini bozan basit karbonhidratları (beyaz ekmek, şeker, çikolata vs.) beslenmeden uzaklaştırmaktır.

   Sabah kahvaltılarındaki ekmek tüketimi büyük önem taşımaktadır. Gece boyu boşalan glikojen depolarıyla birlikte vücut sabahları enerjiye daha fazla ihtiyaç duyar. Yeterli karbonhidrat alınmaz ise kan şekerinde düşme yaşanır ve yorgunluk, bitkinlik hissi çöker. Kan şekerinde yaşanan azalma sonucu, daha sonraki saatlerde glisemik indeksi yüksek besinlere yönelme gerçekleşir ve bu durum da ne yazık ki kilo alımına ve yağlanmaya yol açar.

   Aynı şekilde beyaz ekmek de glisemik indeksi yüksek bir besin olduğu için tüketim sonrası salgılanan fazla insülin sebebiyle besinler direkt yağ olarak depolanır. Bu depolama da çoğunlukla bel çevresinde gerçekleşir. Fakat tam tahıllı ekmeğin glisemik indeksi düşüktür. Kan şekerinden ani iniş çıkışlar yaratmaz ve daha az insülin salgılanır. Bu şekilde yedikleriniz yağa dönüşmeden vücut tarafından kullanılır.

   Ayrıca kan şekerinde meydana gelen düşme nedeniyle, bir sonraki öğünde normalden fazla yemek yeme davranışı gerçekleşir. Bu durum insülin hormonunun çok ani yükselmesine yol açarak, yine çok kısa bir süre sonra kan şekerinde tekrar düşme yaşanmasına ve acıkmaya sebep olur. Sonuç olarak bu bir kısır döngü haline gelerek bütün gün sürer.

   Görüldüğü üzere ‘’ ekmek yemezsem kilo veririm ‘’ düşünceleri sonrasında uzun vadede daha fazla atıştırmalıkları ve kilo alımını beraberinde getirir.

BİLİNMESİ GEREKENLER

-Tam tahıllı ekmekler posa açısından zengindir ve sizi daha uzun süre tok tutar. Fakat beyaz ekmeğin posa içeriği yok denecek kadar azdır ve buna bağlı olarak kişi tüketiminden kısa bir süre sonra tekrar çalık hissi duyar.

-B grubu vitaminleri tam tahıllı ekmeklerde bulunurken, beyaz ekmekte bulunmaz.

-Bağırsak hareketlerinizin düzgün olmasını sağlar.

 EKMEK ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

 

  • Tam buğday ekmeği olmalıdır.
  • Ekmek ağza tatlı geliyorsa içinde büyük olasılıkla mısır şurubu vardır. Mısır şurubu pek çok hastalığa yol açabilir. Bu sebeple uzak durulması gerekir.
  • Sert ve koyu renkli olmalıdır.
  • Ekmeği marketten alıyorsanız içeriğini okumayı alışkanlık haline getirmelisiniz.
  • Ekmeğin tuz içeriğine bakmalısınız. Bir dilim ekmek 580 mg sodyum içerir. Kalp Vakfı’nın ekmek seçimindeki önerisi 400 mg sodyumdur.
  • İçinde ekmeğin raf ömrünü uzatan kıvam arttırıcı katkı maddelerinin olmamasına dikkat etmelisiniz.
  • Lif oranının yüksek olup olmadığına bakmalısınız.

  Sağlıkla ve mutlu kalın..

 

 

admin 2018

Recent Posts

6. Ulusal Palyatif Bakım Sempozyumu

Palyatif Bakım Derneği tarafından 27 Eylül 2025 tarihinde Ankara’da düzenlenecek olan 6. Ulusal Palyatif Bakım…

3 gün ago

I. Ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi

5-6 Aralık 2025 tarihlerinde Ankara Gazi Üniversitesinde düzenlenecek olan I. ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi'nde…

5 gün ago

5. Fitovizyon Doğal Yaşam ve Sağlık Ürünleri Kongresi & Kanserde Beslenme ve Doğal Yaklaşımlar

11-12 Ekim 2025 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde 5. Fitovizyon Doğal Yaşam ve Sağlık Ürünleri Kongresi…

6 gün ago

Hindiba Kahvesi ve Sağlıkla İlişkisi – Fatma Aytunç

Hindiba (Cichorium intybus L.), zengin inülin ve antioksidan içeriğiyle sindirim sistemi, bağışıklık ve kalp sağlığını…

6 gün ago

4. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu-Online

2-3 Ekim tarihinde online olarak gerçekleştirilecek 4. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu'nda beslenme…

1 hafta ago

II. Ulusal Çocuk Beslenme Kongresi (ÇOBES)

Çocuk Beslenme ve Metabolizma Derneği'nin 6-9 Kasım 2025 tarihleri arasında Trabzon'da gerçekleştirmeyi planladığı II. Ulusal…

1 hafta ago