Diyetisyen Doç. Dr. Barış Öztürk, genlere özel diyetin Türkiye’de aktif olarak ilk defa hayata geçeceğini söyledi.
Genel diyet tavsiyelerinin tüm bireyler için yararlı olmadığını belirten Diyetisyen Doç. Dr. Barış Öztürk, genlere özel diyet programı hakkında şu bilgileri verdi:
“Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar beslenme ile ilgili genel geçer önerilerin ve hazır diyet listelerinin yanlış olduğunu ve diyetin mutlaka kişiselleştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Aslında obezite mücadelesinde başarısız olmamızın da temel sebebi budur. Araştırmalar besin ögelerinin sindirim sisteminden emilimi ve metabolizmasının dahi bireysel farklılıklar sergilediğini göstermektedir. Bu sebeple bilim adamları genetik yapı, barsak florası, vücut bileşimi ve kimyasal yapıyı da baz alarak diyetin kişiselleştirilmesi yönünde çalışmalarını sürdürmektedirler. Hızla gelişen bilim ve teknoloji sayesinde genel geçer kuralları ve klişeleşmiş uygulamaları bir kenara bırakarak çok basit bir testle kişinin genetik yapısını belirleyebiliyor ve bireysel beslenme programları uygulayabiliyoruz.
Ancak bir eksiğimiz var: Vücut bileşimini ölçmek ve diğer biyokimyasal testleri uygulamak tek başına yeterli değil. Tam anlamıyla kişiye özel bir uygulama yapmak istiyorsak danışanımızın ya da hastamızın genetik yapısını da ortaya koymamız gerekiyor. Ki bu da imkansız değil artık.
Genetik analiz sonuçlarına dayanarak kişiye daha az veya daha fazla folik asit, kolin, C vitamini, yağ asitleri, nişasta ve kafein önerebiliyoruz ve hatta metabolik tipini ortaya koyabiliyoruz.
Bununla da kalmıyor bu testler sayesinde kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların da risklerini belirleyerek yola çıkabiliyoruz.”
Diyetisyen Doç. Dr. Barış Öztürk, ’’Genlere’’ özel diyette besin öğelerinin yapısal bileşenlerini dahi hesaplayabildiklerini kaydederek, “Diyet tedavisini genetik parametrelerle uyguladığımızda bireyin alması gereken besin öğeleri ve bu besin öğelerine karşı verilen genetik yanıt ile diyetin karbonhidrat, protein ve yağ oranlarını kişiye özgü hale getirebiliyoruz. Hatta bu besin ögelerinin yapısal bileşenlerini dahi hesaplayabiliyoruz.
Örneğin genetik analizinde çoklu doymamış yağ asitlerine karşı olumsuz bir yanıt aldığımız danışana, önerilerimizi bu doğrultuda hazırlıyoruz. Bunların dışında biz diyetisyenlerin en büyük sorunu yeme davranışlarında kalıcı bir düzenleme yapabilmek. İşte burası çok önemli, ki moleküler analizler sayesinde kişinin yeme davranışları hakkında da bir sonuç elde etmek ve kalıcı bir hayat tarzı oluşturmak kelimenin tam anlamıyla mümkün. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin bizi gelecekte götüreceği nokta kişiye özgü tıp, kişiye özel diyet, kişiye özel egzersiz ve kişiye özel psikoterapi olmalıdır. İnsan genomunun şifrelerinin çözülmesinden bu yana geçen 15 yıl içerisinde dahi, bu konuda çok uzun bir yol aldığımızı söyleyebiliyoruz” diye konuştu.
http://www.milliyet.com.tr/diyet-kisisellestiriliyor-istanbul-yerelhaber-1162674/
3. Ulusal Cerrahi Onkoloji Sempozyumu ile 2. Ulusal Cerrahi Onkoloji Diyetisyenliği ve Hemşireliği Sempozyumu, ‘Evre…
Sağlık çalışanları için tek tip kıyafet dönemi başlıyor T.C. Sağlık Bakanlığı, 2025 yılı itibarıyla kurum…
Dirençli IBS vakalarında nikel alerjisi göz ardı edilen bir neden olabilir. Nikel açısından zengin gıdaların…
“Herpes zoster (zona) ve postherpetik nevralji riskinde beslenmenin önemi büyük. Vitamin ve mineral eksiklikleri bağışıklığı…
Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…
542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…