Su… Dünya’mızın ¾ ü ve vücudumuzun en elzem ihtiyacı.. Bereketli yağmurlar, engin denizler, kusursuz bir temizleyici, mükemmel bir içecek olarak bize ikram edilen bu eşsiz bileşiği vücudunuza yeterince sunuyor musunuz?
Yoksa su içmemek için bahaneler mi üretiyorsunuz? Eğer öyleyse, bu yazı sizin için …
İnsan vücudunun yaklaşık % 60’ı sudur. Fakat yaş ilerledikçe bu oran düşer. Tıpkı susuz kalmış bir çiçek gibi dinçliğimizi kaybeder, eğilip bükülürüz.
Ya beynimiz? Beynimiz vücudumuzdaki en sıvı organdır. Ve tam olarak %85’i sudur. Doğal olarak vücudunuzu susuz bıraktığınızda, sinyal verecek ilk organ da beyniniz olacaktır!
Vücudumuzdaki 1,2 l sıvı kaybı fiziksel aktivite performansımızda düşmeye, kan hacmimizin azalmasına, kendimizi halsiz hissetmemize sebep olur.
Bu yüzden kendimizi halsiz hissettiğimizde ihtiyacımız olan şey, glikozdan önce sudur!
Çok sık idrara çıkmayan ya da çok fazla terlemeyen kişiler, su ihtiyaçlarının da fazla olmadığını söyleyerek az su içerler. Oysa terden bağımsız olarak, deri ve solunum yoluyla gerçekleşen gizil sıvı kaybımız vardır. Ve bu kayıp günde 700-1000 ml’ye ulaşabilir !
Günlük su ihtiyacımızın ne kadar olduğu konusunda farklı farklı şeyler duyuyoruz. Bunlardan biri de “ ne zaman susarsanız o zaman için” tavsiyesi.
Bu fikir aklımıza yatsa da, hoşumuza gitse de özellikle yaşlı kimseler için sağlıklı bir tavsiye değildir. Çünkü ilerleyen yaşla birlikte, susama hissimiz azalırken su ihtiyacımız aynı kalır. Bu da demektir ki, “ ilaç niyetine de olsa o su içilecek ! :) “
İşin aslı günlük su ihtiyacımız aldığımız kalori başına 1 ml sudur. Bebeklerde de bu miktar kalori başına 1,5 ml’dir. Ama bizlere bırakın kalori sayımını, kaç bardak içtiğimizi saymak bile zor geldiği için, en iyisi idrarı kontrol etmektir.
İdrarın rengi açıksa, sorun yok. Yeterince su tüketiyorsunuz ! Fakat koyuysa, bu vücudunuzun size uyarısıdır. Ona kulak verin ve susuzluğunu giderin.
Günlük 1,5-2 litre olan su ihtiyacımız bazı durumlarda 3-4 litreye ulaşır. Peki hangi durumlarda?
Konu su tüketimi olunca toplumumuzda bahaneler bitmiyor. Bunlardan bir diğeri de : “ Ama ben bütün gün meyve suyu,kola,çay,kahve tüketiyorum. Yetmez mi? “ düşüncesi. Üzgünüm,ama yetmez. Bu içecekler damağınızın susuzluğunu giderirken, bedeninizin su ihtiyacını artırırlar. Meyve suyu ve kola gibi içecekler içeriklerindeki aşırı şekerden, çay ve kahve de idrar söktürücü etkilerinden dolayı sıvı ihtiyacımızı ancak artırabilirler. Bu sebeple suyu “su olarak” içmek şüphesiz en doğru tercihtir.
Su içiyorum, çünkü su sağlık ve güzelliktir.
Su içiyorum, çünkü su tansiyonu dengelemenin en iyi en doğal ilacıdır.
Su içiyorum, çünkü beni toksinlerimden arındırıyor.
Haydi şimdi gidip koca bir bardak su içelim. Sağlığa,güzelliğe,gençliğe …
Gelecekten bir diyetisyen: Ayşenur Şahin :)
Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…
542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…
Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…
İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…
Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…
Türkiye'nin ilk Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi, 27 Eylül 2025’te İzmir Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Spor beslenmesi…