Ketojenik Diyet Nedir?

Ketojenik diyet 1920’lerde epilepsi hastalığının tedavisinde; 1990’lı yılların başından itibaren ise kanser hastalıklarının iyileştirilmesinde kullanılan bir beslenme modelidir. Yüksek miktarda yağ içeren bu diyet tipi; çok düşük miktarda karbonhidrat ve normal düzeyde protein içermektedir. Vücut yeterli karbonhidrat alamadığında vücut enerji ihtiyacını yağlardan karşılar. Bu durumda yağ asitleri, keton cisimlerinin oluşmasını sağlar. Ve vücut ketosiz dediğimiz sürece girmektedir. Fakat karbonhidrattan kısıtlı diyetlerin hepsi ketojenik diyet değildir. Temel olarak diyetin %65’i protein, %30’u yağ, %5 i ise karbonhidrat grubundan oluşmalıdır.

Ketojenik diyette sıvı alımı oldukça önemlidir.

Sıvı alımının yanında şekersiz içecek tüketimi de yapılabilmektedir. Sağlıklı yağlar, posalı besinler, balık, et ve peynir çeşitleri ketojenik beslenmenin ana besinlerindendir. Ketojenik diyette kan şekeri dengededir ve ani açlık atakları oluşumu çok nadir görülmektedir. Enerji ihtiyacının çoğu yağlar ve proteinlerden sağlanmaktadır. Bu besinlerin sindirimi daha geç sağlanmakta ve bu nedenle açlık hissi daha geç oluşmaktadır. Diğer diyet tiplerine göre tatminlik duygusunu daha belirgin sağlayan ketojenik diyet tipi; günümüzde zayıflama diyeti olarak da uygulanmaktadır. Yüksek yağ içeren bu beslenme tipi; kardiyovasküler hastalık riski açısından tehdit oluşturmaktadır. Bu riski ortadan kaldırmak için; diyetin tekli ve çoklu doymamış yağ asit oranını artırıp, doymuş yağ oranını azaltmak gerekmektedir.

  • 37 epilepsi hastası çocuğun bulunduğu bir araştırmanın sonucunda; %95’ inin nöbetlerinin ketojenik diyetle kontrol altına alındığı belirtilmiştir.
  • Başka bir çalışmada; 100 tane epilepsi adölesan üzerinden %57 başarı oranı tespit edilmiştir ve nöbetler kontrol altına alınmıştır.
  • Ketojenik diyetin, kan VLDL ve LDL’ yi artırıp; HDL’yi azaltması sebebiyle koroner kalp hastalıkları riskini artırdığı tespit edilmiştir.
  • 120 adet hiperlipidemi hastası üzerinden yapılan bir araştırma; hastaların bir kısmına düşük karbonhidratlı ketojenik diyet ve egzersiz ile 24 hafta boyunca uygulanmıştır. Günlük karbonhidrat alımı 20 g ve daha az olacak şekilde uygulanmıştır. Diğer gruba; günlük enerjinin %30 u yağdan , 300 mg kolesterolden ve günlük enerjinin 500-1000 kalori altında bir beslenme programı uygulanmıştır. Araştıma sonucunda; düşük karbonhidratlı ketojenik diyet ile egzersizi birlikte uygulayan grubun, diğer gruba göre daha fazla kilo kaybettikleri, HDL seviyelerinin daha fazla arttığı ve serum trigliserid seviyelerinin daha fazla azaldığı belirtilmiştir.

Mutlu bir yaşam için, sağlıklı beslenin.
Diyetisyen Aslı ÖZDEMİR

 

Diyetisyen Aslı Özdemir

Diyetisyen Asli ÖZDEMİR - Selçuk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü mezunudur

Recent Posts

Diyabet Mellitus’ta Gen-Diyet Etkileşimleri: Güncel Bulgular ve Kişiselleştirilmiş Beslenmenin Potansiyeli

Bu derleme, Tip 2 Diyabet’in (T2DM) genetik yatkınlıkla ilişkisini ve bireylerin diyet müdahalelerine verdikleri farklı…

4 saat ago

6. Ulusal Palyatif Bakım Sempozyumu

Palyatif Bakım Derneği tarafından 27 Eylül 2025 tarihinde Ankara’da düzenlenecek olan 6. Ulusal Palyatif Bakım…

3 gün ago

I. Ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi

5-6 Aralık 2025 tarihlerinde Ankara Gazi Üniversitesinde düzenlenecek olan I. ulusal Gebelik ve Beslenme Kongresi'nde…

5 gün ago

5. Fitovizyon Doğal Yaşam ve Sağlık Ürünleri Kongresi & Kanserde Beslenme ve Doğal Yaklaşımlar

11-12 Ekim 2025 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde 5. Fitovizyon Doğal Yaşam ve Sağlık Ürünleri Kongresi…

7 gün ago

Hindiba Kahvesi ve Sağlıkla İlişkisi – Fatma Aytunç

Hindiba (Cichorium intybus L.), zengin inülin ve antioksidan içeriğiyle sindirim sistemi, bağışıklık ve kalp sağlığını…

7 gün ago

4. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu-Online

2-3 Ekim tarihinde online olarak gerçekleştirilecek 4. Uluslararası Geleneksel Gıdalar ve Sürdürülebilir Beslenme Sempozyumu'nda beslenme…

1 hafta ago