Tat ve aromayı artırması açısından yemeklerin vazgeçilmezi olan soğanın çok fazla bilinmeyen birçok faydaları vardır. Soğanın yararlı etkileri başta içinde bulunan sülfürlü bileşiklerden ve krom mineralinden kaynaklanmaktadır.
Krom kan şekerini düşüren hormon olan insülinin işlevini kolaylaştırır. Kan şekerinin artışına bağlı olarak hücre içine besin ve su girişi engellenir. Kanda şeker miktarı artınca hücre içindeki su veya sıvı kısım hücre dışına, kana doğru geçiş yapar. Hücrenin su kaybı, kandaki katı madde miktarı yani şeker miktarı düşünceye ve hücre içindeki ile eşit olana kadar devam eder. Diyabette hücreden su kaybı hücrenin enerjisiz kalmasına neden olmaktadır. Bu durum halsizlik, yorgunluk ile belli eder. Kanda artışa geçen şekerin diğer bir yan etkisi de kandaki oksijenle reaksiyona girerek iltihap yapıcı maddeye dönüşür. Soğanda bulunan krom minerali insülinin etkinliğini artırmaktadır. Böylece hem diyabete yakalanma riski azalır hem kanda kan şekerinin toksik radikallere yani iltihap yapıcı maddelere dönüşmesi riski azalır. Krom şekerin çok fazla düşmesini engeller yani insülin hormonun fazla salgılanmasını önler. Sigara, alkol, kahve ve çayın fazlası ve yetersiz su tüketimi ile yetersiz lif tüketimi de kan şekerinin oksitlenmesini tetiklemektedir. Ayrıca krom kan trigliserit miktarının düşmesine de neden olur. Krom zararlı maddelerin miktarlarını düşürerek toksik radikal oluşumu yani iltihap oluşturucu maddelere dönüşmesini engelleyerek iltihaplanmayı baskılayan çok önemli bir mineraldir.

Soğanda bulunan B6 vitamini homosistein miktarını azaltarak homosisteinin damar tıkanması etkisini ve buna bağlı kalp ve damar hastalıklarının oluşma ihtimalini düşürür.  Ayrıca içinde bulunan flavonoidler ile damara esneklik verir, kanı sulandırır, kolesterolü düşürür.  Yani gerekli ve düzenli soğan tüketimi ile kan dolaşımını rahatlatabilir, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz.

Soğan ve soğanın bol kullanıldığı gıdaların tüketimi ile kalın barsak kanserine yakalanma riski azalır. Çünkü soğanda bulunan kuersetin (quercetin) adlı flavonid tümör oluşumunu engellemeye yardımcıdır.
Günümüzde adı doğal antibiyotik olarak geçen soğanın bu adı almasında en büyük etki içindeki C vitamini, kuersetin flavonoidi ve isotiosionat gibi sülfürlü bileşiklerin bakteri kaynaklı iltihaplanma ve enfeksiyon riskine karşın etkin olmasıdır. Özellikle acı ve göz yaşartan soğanların bu yararlı maddeleri çok daha fazla içerdikleri belirlenmiştir. Ayrıca sarı kabuklu olan soğanlardaki flavonoid miktarı beyaz kabuklu soğanlardan 11 kat daha fazladır.

Soğanlar oda ısısında muhafaza edilmeli. Güneş ışığından uzak ve serin bir yerde sepet, kuru kumaş veya kuru kutularda muhafaza edilebilir. Ayrıca soğanlar genelde yapılan uygulamanın aksine patateslerle beraber saklanmamalı. Çünkü soğanlar patateslerdeki nemi kendi bünyesine çekerek daha kısa sürede kokuşacak ve çürümeye başlayacaktır.
Sağlıklı ve musmutlu güzel günlere.

Sağlıcakla kalın.
Öğr. Dyt. Ayşe KAPLAN

 

[yaziGizle reklam=”reklam1″]www.yaylamaya.com[/yaziGizle]

Genç Diyetisyenler Ekibi

genc.diyetisyenler@gmail.com Beslenme ve Diyetetik Bölüm Portalı

Recent Posts

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

1 hafta ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

2 hafta ago

Bitki Temelli Diyetlerde Osteoporoz ve Anemi Riski: Beslenme Eksiklikleri ve Klinik Etkileri Üzerine Sistematik Bir İnceleme

Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…

3 hafta ago

Eritrosit Yağ Asidi Profili, Akdeniz Diyeti ve Çocukluk Çağı Alerjik Astımında Astım Şiddeti: İspanya’da Yapılan Bir Kohort Çalışmasından Ön Bulgular

İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…

3 hafta ago

Düşük FODMAP Diyetinin İrritabl Bağırsak Sendromu Olan Hastalar Üzerindeki Etkisi

Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…

4 hafta ago

VI. Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi

Türkiye'nin ilk Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi, 27 Eylül 2025’te İzmir Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Spor beslenmesi…

1 ay ago