Obezitenin artışında fruktozun etkisi

OBEZİTENİN ARTIŞINDAN YÜKSEK FRUKTOZ TÜKETİMİ NE KADAR SORUMLU?

Her geçen gün değişen ve gelişen yaşam tarzlarımızla aslında kendimizi sağlık sorunlarının tam da ortasında buluyoruz. Çağa adapte olabilmek için yediğimiz içtiğimiz besinlerin içeriğini kontrol etmez hale geldik. Yapılan araştırmalara göre ise obezite prevelansının dünya nüfusunda artışa geçtiğini görülmektedir. Ve hazır beslenme alışkanlığının en çok yaygın olduğu Amerika’da nüfusun 2/3’ünden fazlası ya aşırı kilolu ya da obez olduğu bulunmuştur. Amerikalı çocukların yaklaşık üçte biri de aşırı kilolu veya obez; tip 2 diabetes mellitus (T2DM), alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı ve ateroskleroz gibi obezite ile ilişkili durumların yaygınlığının artması göz önüne alındığında, bu görünüm daha da koyu renktedir. Yani çağımızı tehdit eden bir obezite salgının tam da ortasındayız. Ama hala bu durumun farkında değiliz, ne yazık ki..

Peki bu durumun früktozla ne alakası var diyorsunuz değil mi?

Fruktoz meyve şekeri olarak adlandırılan bir karbonhidrat çeşididir. Binlerce yıldır sofralarımızın eksilmez parçası haline gelmiştir. Peki fruktoz sizce hangi besinlerde bulunuyor? Meyvelerde en yüksek konsantrasyonlarda bulunurken sebzelerde daha az bulunur. Mısırdan elde edilen yüksek fruktozlu mısır şurubu, alkolsüz içecekler (meyve suları, asitli içecekler, sodalar vb.) olmak üzere bütün hazır gıdalarda (kek, bisküvi, çikolata, şekerleme, tüm jöle ve benzeri ürünler, hazır ekmekler vb.) bal, kuru meyveler, meyvelerden en çok armut, elma, muz, üzüm, yaban mersininde bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar fruktozun vücudumuzdaki kilo artış mekanizmasını, açlığı teşvik etme ve doyma tepkilerini bloke etme yeteneğinden kaynaklı olduğunu gösteriyor. Yani siz uzun sürede yüksek miktarlarda fruktoz içeren besinler tükettiğiniz takdirde vücudunuz da tokluk hissini kontrol eden leptin hormonun mekanizması değişiyor. Leptin direnci ortaya çıktığında ise yemek yerken “acaba doydum mu, devam etsem mi ki, hayır ya devam etmezsem 2 saat sonra tekrar acıkırım..” gibi cümleleri düşünmeye başlıyorsunuz ve bu durum kontrol edilemez hale geldiğinde vücudunuz kilo almaya başlamış demektir. Yüksek fruktoz tüketimi sonucu BMH denilen bazal metabolik hız yani istirahat anındaki enerji harcamasında da bir azalma bulunmuştur. BMH’ın azalması sonucunda ise vücudunuz kilo alımına açık hale gelir.

Aslında dünya üzerinde yüksek yağ ve şeker içeriği içeren enerji yoğun gıdalar bakkal, restoran veya diğer pazar yerlerinde genellikle en pahalı seçeneklerdir. Yapılan bir araştırmaya göre ABD’de en düşük sosyoekonomik statüye sahip bireylerin ve grupların aşırı kilolu ve şişmanlığın en yüksek seviyede olduğunu tespit edilmiştir. Biraz önce de bahsettiğim gibi aslında bunların hepsi hazır besin kültürünün getirdiği olumsuzluklardır. Daha çok fast-food yaşam tarzı denilen bu beslenme şeklinde tükettiğimiz gıdaların içerisinde ne olduğunu bilmediğimizden kalitesiz beslenme tarzı sonucu obezite kaçınılmazdır.

Yapılan bazı araştırmalar ise normal miktarlarda tüketilen fruktozun obezite prevelansını arttırmadığını gösteriyor. Yani aslında yüksek şeker/fruktoz içeren besinlerin uzun süreli tüketimi sağlığımızı tehdit etmektedir.

Besinler doğru şekilde, miktarlarda tüketildiği sürece şifadır, unutmayın!  Besinler ilacınız ilacınız besin olsun.

Sağlıkla kalın…
Yazar: Büşra Doğan

KAYNAKÇA

  1. Selassie M, Sinha AC. The epidemiology and aetiology of obesity: A global challenge. Best Practice & Research Clinical Anaesthesiology. 2011;25(1):1-9.
  2. Stanhope KL, Schwarz JM, Havel PJ. Adverse metabolic effects of dietary fructose: results from the recent epidemiological, clinical, and mechanistic studies. Curr Opin Lipidol. 2013;24(3):198-206.
  3. King MW. <Fructose Metabolism_ Relation to Food Intake & Metabolic Dysfunction.pdf>. http://themedicalbiochemistrypageorg/fructosephp#foodintake. July 27, 2016.
  4. Khitan Z, Kim DH. Fructose: a key factor in the development of metabolic syndrome and hypertension. J Nutr Metab. 2013;2013:682673.
  5. Johnson RJ, Nakagawa T, Sanchez-Lozada LG, Shafiu M, Sundaram S, Le M, et al. Sugar, uric acid, and the etiology of diabetes and obesity. Diabetes. 2013;62(10):3307-15.

 

Fodmap diyetiyle tanıştınız mı?

Genç Diyetisyenler Ekibi

genc.diyetisyenler@gmail.com Beslenme ve Diyetetik Bölüm Portalı

Recent Posts

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

5 gün ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

1 hafta ago

Bitki Temelli Diyetlerde Osteoporoz ve Anemi Riski: Beslenme Eksiklikleri ve Klinik Etkileri Üzerine Sistematik Bir İnceleme

Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…

2 hafta ago

Eritrosit Yağ Asidi Profili, Akdeniz Diyeti ve Çocukluk Çağı Alerjik Astımında Astım Şiddeti: İspanya’da Yapılan Bir Kohort Çalışmasından Ön Bulgular

İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…

3 hafta ago

Düşük FODMAP Diyetinin İrritabl Bağırsak Sendromu Olan Hastalar Üzerindeki Etkisi

Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…

3 hafta ago

VI. Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi

Türkiye'nin ilk Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi, 27 Eylül 2025’te İzmir Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Spor beslenmesi…

4 hafta ago