HATİCE ÇİMEN SİYAH ÇAY MI YEŞİL ÇAY MI
Çay, Camellia Sinensis olarak bilinen bir bitkinin yapraklarından elde edilen ve dünyada sudan sonra 2. sırada yer alan yaygın bir içecektir. Üç farklı şekilde elde edilen çay; yeşil çay, siyah çay ve oolong çay olarak bilinmektedir. Siyah çay tam fermente edilmiş, oolong çay yarı fermente edilmiş ve yeşil çay fermente edilmemiş bir özelliktedir. (ÇELİK, 2006; 642)
İnsan vücudunu birçok yönden etkileyen çay, 4000’den çok kimyasal madde içermektedir. Theaflavinler, thearubiginler gibi polifenoller ve özellikle kateşinler gibi bileşenler, antioksidan etkilerden sorumlu olduguna inanılmaktadır. Yapılan çalışmalarla çayın, antioksidatif (yağların oksidasyonunu yavaşlatan madde), antiinflamatuar (iltihaplanmayı önleyen), antimutajenik (genetik değişmeyi önleyen), antikarsinojenik (kanser oluşumunu önleyen), antianjiyojenik, apoptotik, antiobezite (obezite karşıtı), hipokolesterolemik, antiaterosklerotik (damar sertleşmesini önleyen), antidiyabetik, antibakteriyal, antiviral, yaşlanmayı geciktirici gibi degişik farmakolojik etkileri olduğu gösterilmiştir. Lakin çayın içeriğinde bulunan kafein bileşiğinin aşırı miktarda tüketildiğinde toksik etkiler yaptığı göz ardı edilmemelidir. (ÇELİK, 2006; 642)
Yeşil çay, çay yapraklarının toplanır toplanmaz hızla kurutulması ile elde edilen ve aynı bitkiden elde edilen siyah çaydan farklı olarak kurutulurken oksijenle tepkimeye girmesine izin verilmeyen bitkisel çaylardandır. Hem siyah hem de yeşil çayda kafein ve antioksidan bulunmasına rağmen yeşil çaydaki kafein oranı daha düşük, ancak daha az işlem gördüğü için antioksidan miktarı ve polifenolik kompanentleri daha fazladır Bu nedenle yeşil çayın sağlık açısından faydaları siyah ve oolong çayına göre daha yüksektir. (TAŞKIN YILMAZ- DEMİREL- KARAKOÇ KUMSAR, 2016; 139)
Siyah çay, bitkinin kuru yapraklarının kullanıldığı çaydır ve enzimler aracılığı ile oksidasyon işlemlerinin sonucunda çay yapraklarının fermente edilerek parçalanmasıyla elde edilmektedir. (TAŞKIN YILMAZ- DEMİREL- KARAKOÇ KUMSAR, 2016; 139)
Bu sorulara literatürlerde verilen yanıtlar şu şekilde özetlenebilir.
Yapılan birçok testte siyah ve yeşil çayın benzer etkilere sahip olduğu belirtilmiştir. Çaydaki kafein gözlenen bazı etkilere sahip olduğu bilinmekle beraber, düzenli olarak içilen çayın genellikle kafeinsiz çaydan (değişik fermentasyonlarla elde edilen) az da olsa daha iyi etkilere sahip olduğu söylenebilir. Epidemiyolojik veriler ve laboratuvar sonuçları, 4 fincan (fincan yaklaşık 160 mL) veya daha az çayın (yaklaşık 600 ml. kadar) kronik hastalıkları önemli derecede korumada yeterli olmadığı gösterilmiştir.
Günde tüketilen 6-10 fincan çayın (yaklaşık 960-1600 mL) kronik hastalıklardaki riski azalttığı gösterilmiştir. Bu miktarda tüketilen çay sağlıklı beslenme alışkanlığının bir parçası olmaktadır. (ÇELİK, 2006; 647)
Yararlı etkilerinin yanında çayın fazla tüketilmesi sonucu sinirlilik hali, uykusuzluk, baş dönmesi, huzursuzluk, anksiyete, kas gerginliği, mide bulantısı ve kusma gibi semptomlar görülebilmekte, bazı bireylerde ise kan basıncı ve nabızda yükselme gözlenebilmektedir. Öksürük, dispne, bilinç bulanıklığı ve astım dahil alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilmektedir. (TAŞKIN YILMAZ- DEMİREL- KARAKOÇ KUMSAR, 2016; 140)
Hatice ÇİMEN
SAĞLIKLI GÜNLER
Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…
542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…
Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…
İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…
Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…
Türkiye'nin ilk Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi, 27 Eylül 2025’te İzmir Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Spor beslenmesi…