Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu

TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU

Tıkanırcasına yeme bozukluğu, belirli bir zaman diliminde çoğu kişinin tüketebileceğinden belirgin oranda daha fazla yemek yeme ataklarının olmasıdır.

Erkeklerde ve yetişkinlerde en sık görülen yeme davranış bozukluğudur. Obez bireylerde görülme oranı 2 kat daha yüksektir. Genel olarak kadınlarda %3,5,  erkeklerde ise %2 oranlarında görülür. Hastanede yatarak zayıflama programına katılanlarda görülme oranı ise %7,5-47,4 arasında değişmektedir.

Bu  yeme bozukluğu ataklar şeklinde görülmektedir. Birey atak sırasında yeme kontrolünü kaybeder ve çok hızlı yer. Rahatsızlık oluşmasıyla yemeyi bırakır ve ağır suçluluk hisseder. Ancak bu suçluluk duygusuyla herhangi bir arınma davranışı (kusma, aşırı egzersiz vb.) göstermez. Sadece psikolojik rahatsızlık hisseder. Bu ataklar genelde kişi yalnızken ve duygu durumu karmaşıkken (sinirlilik, gerginlik, mutsuzluk gibi duygular sırasında) görülür. Kişinin duyguları atak sonrasında daha karmaşık bir hal aldığı için rahatsız hissetmesi geçtiğinde tekrar bir atak yaşayabilir.

DSM-5’e göre tıkanırcasına yeme tanısı almak için bireyin atakları ortalama 3 ay süre ile haftada 1 kere görülmelidir.

Tıkınırcasına yeme bozukluğu majör depresyon, düşük özgüven, çocukluk çağında ve ailede obezite, beden ve görünümle ilişkili olumsuz değerlendirmelere maruz kalmayla yakından ilişkilidir.

Kalıtımsal olduğu da bilinen bu hastalığın ikizlerde birlikte görülme oranı %41’dir. Kalıtımsal olarak melanokortin-4-reseptör geninde mutasyon sebebiyle oluşabileceği düşünülmektedir.

Tedavide diyetin yanı sıra psikoterapi, fluoksetin, sitalopram, essitalopram, fluvoksamin, sertralin, atomoksetin, zonisamid, topiramat gibi etken maddeli ilaçlar kullanılır.

Beslenme tedavisi kişi için özel olarak planlanır ve alışkanlıkları değiştirmeye yönelik olmalıdır. Sık aralıklarla öğünler yapılmalı ve yemek yeme hızı minimuma indirilmelidir. Bireye besinler ve sağlığa etkileri hakkında düzenli ve sürekli bilgi verilmesi ve sağlıklı beslenme bilinci aşılanması gerekmektedir. Haftada bir tartılma ve günlük en az 20 dakikalık yürüyüş tavsiye edilmelidir. Kişi sürekli cesaretlendirilmeli ve kendini sıkıntılı hissettiği anlarda (tıkınırcasına yeme atağının oluşacağını fark ettiğinde) motive olabileceği (bir arkadaşı arama, dans etme, yürüyüşe çıkma vb.) davranışlara yönelmesi istenmelidir. Bireyin kendini kontrol etme ve stresle baş etme mekanizmalarına önem verilmelidir.

 

Diyetisyen E.Kübra Zeydanlı

Genç Diyetisyenler Yazarı; E. Kübra Zeydanlı, Hacettepe Üniversitesi - Beslenme ve Diyetetik Bölümü Mezunu  

Recent Posts

Herpes Zoster, Postherpetik Nöralji ve Zoster Aşısında Beslenme Faktörleri

“Herpes zoster (zona) ve postherpetik nevralji riskinde beslenmenin önemi büyük. Vitamin ve mineral eksiklikleri bağışıklığı…

1 gün ago

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

2 hafta ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

2 hafta ago

Bitki Temelli Diyetlerde Osteoporoz ve Anemi Riski: Beslenme Eksiklikleri ve Klinik Etkileri Üzerine Sistematik Bir İnceleme

Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…

3 hafta ago

Eritrosit Yağ Asidi Profili, Akdeniz Diyeti ve Çocukluk Çağı Alerjik Astımında Astım Şiddeti: İspanya’da Yapılan Bir Kohort Çalışmasından Ön Bulgular

İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…

4 hafta ago

Düşük FODMAP Diyetinin İrritabl Bağırsak Sendromu Olan Hastalar Üzerindeki Etkisi

Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…

1 ay ago