Candida albicans, maya tipinde bir mantar türüdür. Candida cinsine ait yaklaşık 200 tür vardır ve en yaygın görülen mantar enfeksiyonu albicans’a aittir. Sağlıklı yetişkinlerin %40’ının ağız florasında sağlıklı kadınların %20-25’inin vajen florasındaki varlığı bilinmektedir.
Vücudun bağışıklık sistemi ve patojen olmayan bağırsak flora bakterileri, normal şartlarda Candida’yı kontrol altında tutarlar. Kontrol altında tutulan Candida, sindirim sistemindeki varlığı ile diğer patojen bakterilerin çoğalmasını engeller. Dengede tutulan Candida insan organizması için gayet yararlı. Şöyle ki; bağırsak bakterileri insan organ sistemleri için aktif metabolitler üretebilmektedir. Örneğin lactobacillus ve bifidobacterialar monosodyum glutamattan gama amino butirik asit (GABA) sentezleyebilmektedir. Eschecichia, bacillus ve sacromicesler norepinefrin; Candida, streptococ, serracialar dopamin üretmektedir.
Bağırsak florasının güçlü ve hassas dengesi herhangi bir nedenle bozulması durumunda fırsatçı maya mantarı olan Candida albicans sayıca artmaya başlar ve candidiyozis denilen tablo ortaya çıkar. Candidanın bağırsak duvarına tutunmasıyla oluşan immünolojik hasar bağırsak mukozasının geçirgenliğini bozar. Bu durumda çok önemli bağırsak bariyerinin bozulması besin duyarlılığı veya besin alerjilerinin oluşmasına yol açar.
Candida albicans patolojisinin teşhisi klinik hikaye ve muayene ile yapılabilir ancak kesin teşhis için smear değerlendirilmesi, kültür ve biyopsi yöntemleri tercih edilir.
2012-2014 tarihleri arasında Natürel Sağlık Kliniğinde, candida tanısı ile takip edilen hastalar tedaviye alınmıştır. Bu klinik gözlemin amacı candidiyozisi tanısı konulan hastaların nöralterapi, probiyotik ve beslenme yöntemleri ile tedavilerinin etkinliklerinin gözlemlenmesi. Gözlem grubu 65’i erkek, 143’ü ise kadın olmak üzere toplam 208 hastadan oluşmakta. Yaşları 18-66 arasındaydı.
208 hasta üzerinde yapılan bu çalışma sonucu tedavi olmanın %90 üzerinde bir iyileşme sağladığı gösterilmiştir. Klasik yöntemlerle antifungaller ve normal beslenme ile tedavisi çok uzun zaman alan bağırsak candidiyozisi tablosunu nöralterapi, probiyotik ve beslenme düzenlemesi kombinasyonunun uygulandığı 2 aylık bir tedavide %60 üzerinde bir iyilik hali ve 4 aylık takiplerde %90 üzerinde tama yakın bir tedavi olduğu gösterilmiştir. Peki candidiyozisli hastalar nasıl beslenmeli?
Sağlıklı ve dengeli beslenmek bir tedavi şekli olduğu zaman anlam ifade eder. Candida albicans’ın en önemli besini glikozdur. Beyaz un ve türevlerinden elde edilen tüm ürünler hızla glikoza dönüşür ve candidayı besler. Tedavi sürecinde candida’ya ilaç ile saldırıdan başka aç bırakarak öldürmek de ikinci yol olduğu için en az iki ay süreyle her türlü rafine karbonhidrattan kesinlikle uzak durulmalıdır. Olgun ve kuru meyveler bol miktarda früktoz içerdiği ve fruktozda hızla glikoza dönüştüğü için yine en az iki ay süreyle olgun taze meyve ve kuru meyvelerden uzak durmak gerekir. Pirinç, bulgur, sirke, soya sosu ve mayalı yiyecekler candidiyozisi olanların uzak durması gereken diğer lezzetlerdendir. Bir başka uzak durulması gereken grup ise her çeşit alkoldür çünkü alkol yüksek bir glikoz deposudur. Bağırsaklarında Candida olanlar renkli ve değişik besinler yemeye özen göstermelidir. Mevsimine göre besinler yemeye dikkat etmelidir. Mevsimine göre bolca sebze, salata, yeşil yapraklılar, taze soğan, sarımsak ve pırasa bağışıklık sistemine destek verirken, özellikle lahana türü sebzeler antimikrobiyal etkinlik gösterir.
Bu tedavi sürecinde çok faydalı bir besin var ki o da domatestir. Domatesin özellikle suyunda bulunan likopen, C ve E vitaminleri, potasyum ve çok sayıda mineral nedeniyle bu diyet sürecinde çok faydalı bir besindir. Candidiyozis tedavisinde başarılı olmanın bir koşulu da bağırsak florasının oluşumu için, içinde canlı organizmaların (probiyotikler) bulunduğu kefiri kullanmaktır. Bakliyatlar ve tohumlar ve kabuklu yemişler ise bağışıklık sistemi için zengin bir protein kaynağı olmakla beraber bağırsak florasının korunması için zengin posa maddesi ve bir çok ikincil bitkisel maddeler içerirler. Tam tahıl unu ve türevi ürünler, müsli, gevrek ve tahıl yemekleri; her türlü balık; yağsız et Candidası olanların tüketebilecekleri temel gıdalardır.
Yazıdan da anlaşılacağı üzere beslenme her hastalıkla ilişkili ve koruyucu sağlıkta yeri çok çok önemlidir. Alışkanlıklarımızda ki basit değişiklerle bile vücudumuzda domino taşı etkisi uyandırıp hastalıklardan korunmak, ciddi hastalıklara yakalanma risklerini azaltmak mümkün. Sağlıklı bir ben ve sağlıklı bir nesil için sağlıklı ve dengeli beslenmeyi alışkanlık haline getirmeniz temennisiyle sağlıkla kalın.
Kaynaklar:
“Herpes zoster (zona) ve postherpetik nevralji riskinde beslenmenin önemi büyük. Vitamin ve mineral eksiklikleri bağışıklığı…
Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…
542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…
Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…
İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…
Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…