Yazar : Aslı DÜZ dyt.asli.duz@gmail.com

gluten-icermez

Çölyak hastalığı genetik olarak yatkın kişilerde tahıl ve tahıl ürünlerinde bulunan glütene karşı duyarlılık sonucu gelişen immünolojik inflamatuar ve malabsorbsiyonla seyreden otoimmun özellikli bir hastalıktır. Glüten içerikli besinlerin çok az miktarda tüketimleriyle bile gelişen villus atrofisi ve ince bağırsakta lezyonlar ile karekterizedir (1)

Hastalar asemptomatik olabileceği gibi çoğunlukla gastrointestinal sistemle alakalı semptomlar da gösterebilir. Bu hastalığın türü, şiddeti, bağırsakta atrofiye uğramış yüzey alanı, diyetteki glüten oranı gibi çeşitli faktörlere bağımlı olsa da; karı ağrısı, şişkinlik, kilo kaybı, ishal gibi malabsorsiyon semptomları aklımıza çölyak hastalığını getirecek bulgulardan sayılabillir. Bunlara ek olarak demir eksikliği anemisi, tip1 diyabet, otoimmün tiroidit, Sjögren sendomu gibi otoimmün hastalıklar, osteopeni, osteoporoz, Down, Turner sendromu gibi çeşili hastalıkların eşlik ettiğini görmek de mümkündür. (2)

Hastalığın kesin tanısı için serolojik testler ve ince barsak biyopsisi ile konur.  En duyarlı ve spesifik testler doku transglutaminaz (Ttg) IgA ve antiendomisyum IgA (EMA)’dır.  Biyopsi meteryalinde karekteristik histopatolojik bulguların gösterilmesi ise tanıda altın standarttır. (1)

colyak-diyeti-asli-duz

Gastrointestinal dışı bulgularının da tanımlanmasıyla önemi artan bu hastalığın tedavisinde multidisipliner yaklaşım esas alınmalıdır.

Glutensiz diyet, tedavide temel prensiptir. Günde 50 mg glüten bile mukozada hasar yaratarak bulguların tekrarlanmasına yol açabilir. Diyete tam uyum sağlandığında hastaların %70’sinde bulgu ve şikayetler azalmıştır. (3)

Glütensiz diyet tedavisinde ömür boyu diyetten buğday, arpa, çavdar ve ürünlerinin diyetten çıkarılması gerekir. Yulaf ise kontamine olması nedeniyle yasaklanmaktadır. Ancak bazı yayınlarda en az toksik içeren yulafın yetişkinlerde günlük 50 grama kadar kullanımına izin verilmektedir. (4)

Diyette özellikle unutulmaması gereken yasak olan tahılların ürünlerinin de kesin olarak diyetten çıkarılması gerektiğidir. Ancak tahıla dayalı beslenme profili göstermemizi hem de günlük karbonhirat ihtiyacımızın büyük çoğunluğunun bu ürünlerden karşılandığını düşünecek olursak diyete uyumun ne kadar güç olduğunu;  ne kadar büyük özveri gerektirdiğini görebiliriz. Maalesef hastaların % 50-80i diyete uyum sağlayamamaktadır.(3)

gluten-iceren-gidalar

Hastalar diyetlerinde zorunlu olarak oluşan bu açığı glütensiz (glüten free) olarak ticari formda üretilen ürünlerden ya da doğal olarak alternatif tahıllardan sağlayabilirler. Türk Gıda Kodeksi Gluten İntoleransı Olan Bireylere Uygun Gıdalar Tebliği’nde belirtildiği üzere gıdadaki glüten seviyesinin 20 mg/kg’ı aşmaması halinde “glütensiz ürün” olarak sunulabilir. Ancak bu ticari gıdalarda saflaştırma amacıyla işlenmiş bu ticari gıdalarda lif ve protein kaybı, folat, Fe , B vitamini yönünden eksiklikler görülürken; lipid, şeker, tuz, trans yağ asitleri oranları yüksektir. Bunun yanında maddi olarak aileye  yük olabilir. Buna karşın alternatif tüketebileceğimiz doğal gıdalar (pirinç, mısır, nohut, sorghum, kara buğday, amarant, kinoa, teff…) karbonhidrat ihtiyacının karşılanmasında ii bir tercih olarak düşünülebilir. Tatları çeşitli tariflerle zenginleştirilerek tüketiciyi memnun edebilir. Özellikle lif açısında tahıllara yakındır. Yağ asidi( doymamış yağ asidi içeriği fazla) riboflavin, vitamin B2, B6, C ve E’den zengindir. (5)

Hastalarda dikkat edilmesi gereken durumlardan bir diğeri de yağ tüketimi ve içeriğidir. Hastada azalmış karbonhidratın yerini yağ ve basit şekerler almamalıdır. Unutmamalıyız ki çölyak hastalarının makrobesin öğesi gereksinimi sağlıklı bireyler kadardır. Diyetlerinde karbonhidrattan gelen enerjinin günlük enerjiye katkısının %55-60, proteinden gelen enerjinin günlük enerjiye katkısının %15-20, yağdan gelen enerjinin günlük enerjiye katkısının %25-30 olması istenir.(1)

Hastalarda ince bağırsaktaki villus hasarına bağlı olarak gelişen segonder sağlık problemleri görülebilir. Vitamin mineral eksiklikleri ilk akla gelen sağlık sorunudur. Hastada takibi yapılmalı gerekirse vitamin mineral suplementasyonu sağlanmalıdır. Bir diğer sağlık sorunu ise malabsorbiyon sonucu gelişen laktoz intoleransıdır. Diyete başlanmasının ilk 1 ayında laktozu sınırlamakta fayda görülebilir.(5)

Hastalarda dikkat çekilmesi, farkındalık oluşması istediğimiz konu etiket okuma alışkanlığıdır. İlk bakışta akla getirilemeyecek, mutfağımızda ya da dışarda yemek yerken karşılaşacağımız birçok gıdanın içinde glütene rastlayabiliriz. Bunun sebebi hazır gıdalardaki lezzet verici/ kıvam artırıcı maddelerde glüten bulunmasıdır. İşte masum görünen ancak villuslarımızın düşmanı sayılacak besinlerden bazıları;  sosis , salam gibi şarküteri ürünleri, un ile kızartılmış her türlü besin, süt tozları, hazır konserve besinler, soslanarak dondurulmuş sebzeler, salata sosları, meyveli jelibon/şekerleme, hazır et suyu/tavuk suyu bulyonlar, aromalı çikolatalar, gofretler….

Hazır gıdaların  yanısıra ilaçların etken maddelerinin yanısıra; malt, dekstroz, nişasta, un gibi glüten içerikli katkı / koruma maddeleri içerebilir. Bu nedenle bireyin takibi yapılırken kullanılan ilaç ve dozların doğru seçimine dikkat edilmelidir. (3)

Görüldüğü gibi çölyak hastalarının diyeti oldukça katı ve zor bir diyettir. Bu konuda sağlık personelinin bilgi ve tecrübeleri ışığında hastaya destek sağlamak, sosyal yaşamlarından kopmadan bu hastalığı yönetmeyi öğretmek, hastalıklarını onlara tanıtmak ve farkındalık yaratmak oldukça kıymetlidir. Tüm bunları başarabilmek için biz diyetisyenlerin de içinde bulunduğu sağlık personeli ekibi hastayla elele verip  dayanışmayı ve birliği sağlayabilmeliyiz.

“iyi bir diyetisyen olmak ; danışanın insanların dokunabilmekten geçer…”

 

Yazar : ASLI DÜZ
dyt.asli.duz@gmail.com

KAYNAKÇA
  1. Yönal O, Özdil S. . Çölyak Hastalığı, In:Güncel Gastroenterolaoji. Mart 2014. 
    Memorial Şişli Hastanesi, İSTANBUL.
  2. Alarida K, Harown J, Ahmaida A, et al. Coeliac disease in Libyan children:
    a screening study based on the rapid determination of anti-transglutaminase 
    antibodies. Dig Liver Dis 2011;43:688-91. 
  3. Türkiye 2. Ulusal Beslenme ve Diyetetik Öğrenci Kongresi 23-26 Mart 2017;
    Erciyes Üniversitesi, Kayseri.
  4. Aydoğdu S. Çölyak hastalığının moleküler genetik temelleri, çocuk sağlığı ve
    hastalıkları dergisi, 2003; 46: 75-9.
  5. Uz E , Türkay C. Çölyak Hastalığı, Güncel Gastroentroloji, 2006.10:3.

Aslı DÜZ’ ün kalemiden #aslıdüz #gencdiyetisyenler #diyetisyen #onlinediyet

Genç Diyetisyenler Ekibi

genc.diyetisyenler@gmail.com Beslenme ve Diyetetik Bölüm Portalı

Recent Posts

Herpes Zoster, Postherpetik Nöralji ve Zoster Aşısında Beslenme Faktörleri

“Herpes zoster (zona) ve postherpetik nevralji riskinde beslenmenin önemi büyük. Vitamin ve mineral eksiklikleri bağışıklığı…

21 saat ago

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

2 hafta ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

2 hafta ago

Bitki Temelli Diyetlerde Osteoporoz ve Anemi Riski: Beslenme Eksiklikleri ve Klinik Etkileri Üzerine Sistematik Bir İnceleme

Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…

3 hafta ago

Eritrosit Yağ Asidi Profili, Akdeniz Diyeti ve Çocukluk Çağı Alerjik Astımında Astım Şiddeti: İspanya’da Yapılan Bir Kohort Çalışmasından Ön Bulgular

İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…

4 hafta ago

Düşük FODMAP Diyetinin İrritabl Bağırsak Sendromu Olan Hastalar Üzerindeki Etkisi

Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…

1 ay ago