Fibromiyaljiye Beslenme İle Çözüm

Fibromiyaljiye Beslenme, tıbbı beslenme tedavisi, diyetisyen makaleleri, diyetisyen güncel bilgileri

0
1853
www.diyetisyenstore.com

FİBROMİYALJİYE BESLENME İLE ÇÖZÜM

Tanımı
Fibromiyalji, yaygın kas iskelet sistemi ağrıları, belirli bölgelerde hassasiyet, uyku bozukluğu, yorgunluk, sıkıntı, kognitif fonksiyon bozukluğu, azalmış ağrı eşiği ve depresif ataklar gibi birçok semptomlar ile karakterize eklem dışı romatizmal bir hastalıktır.

Amerikan Romatoloji Derneği(ACR) 2010 yılında fibromiyalji için 3 tanı kriteri belirlemiştir:

1) Yaygın Ağrı Ölçeği’nden ≥7 puan ve Belirti Şiddeti Ölçeği’nden ≥5 puan veya Yaygın Ağrı Ölçeği’nden 3-6 puan arası ve Belirti Şiddeti Ölçeği’nden ≥9 puan almak;

2) Semptomların en az 3 aydır benzer seviyelerde devam etmesi;

3) Hastada ağrıyı açıklayacak başka bir hastalığın bulunmaması olarak sıralanmaktadır.

Fibromiyaljinin toplumda prevalansı %1-5 arası değişmektedir. En büyük risk grubunu 40-60 yaş arası kadınlar(%85-90) oluşturmaktadır.

Etiyolojisi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak genetik faktör(FM’li hastaların 1.derece yakınlarında FM sıklığının 8 kat fazla görülmesi), bazı enfeksiyonlar(Ebstein-Barr virüsü, parvovirüsler, hepatit C), immunolojik ve hormonal faktörler, fiziksel ve duygusal travmalar, psikolojik stresin FM’nin gelişmesinde rolü olduğu ileri sürülmektedir.

Komplikasyonları ve Tıbbi Tedavisi

Kronik yaygın kas-iskelet sistemi ağrıları, yorgunluk, bitkinlik, uykusuzluk, yorgun uyanma, kognitif disfonksiyon, karıncalanma, titreme, baş ağrısı, baş dönmesi, dismonare, premenstrüal sendrom, irratabl bağırsak sendromu, irratabl mesane sendromu, dizüri, kardiyak ve solunum sistemi semptomları, depresyon, anksiyete FM’ye eşlik eden semptomlardır. Genel bir güçsüzlük söz konusu olmasına rağmen kas gücü kaybı yoktur.

Fibromiyaljinin tıbbi tedavisinde analjezikler, nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar, kas gevşeticiler, antidepresanlar ve antiepileptikler kullanılmaktadır. İlaç tedavisi dışında birçok alternatif yolun kullanılabildiği bilinmektedir. Aerobik egzersizler, bilişsel davranışçı terapi, hasta eğitimi, akupunktur, hipnoterapi, besin

desteği kullanımı ve ozon terapisi uygulanan tedavilerden bazılarıdır.

FM’li hastaların serumda ve beyin omurilik sıvısında seratonin ve norepinefrin düzeyleri düşük bulunmuştur. Bu bireylerde görülen yorgunluk ve bilişsel hasar gibi bulgular da azaltılmaya çalışılmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı (USDA), seratonin ve norepinefrin geri alım inhibitörlerinin, opioidlerin ve pregabalin kullanımının tedavide etkin olabileceğini bildirmiştir. Bu etken maddelerle bireylerin özellikle yorgunluk ve uyku bozukluğu semptomlarının tedavisi amaçlanmaktadır.

Tıbbi Beslenme Tedavisi

Fibrotik ağrıları azaltmak, hastalık semptomlarını yavaşlatmak, hareket kabiliyetini arttırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek tıbbi beslenme tedavisinin temel amaçlarındandır. Yetersiz ve dengesiz beslenme bağırsak aktivitesinin bozulmasına, hücreler içinde toksik maddelerin artmasına ve hücre ölümlerine yol açar. Toksik maddeler kas fibrilleri ve bağ dokusunda birikerek ağrı ve rahatsızlığa neden olmaktadır. Bu yüzden FM’li hastalar için sağlıklı beslenmek çok önemlidir.

Araştırmalar vegan diyetlerinin fibromiyaljide ağrıları azalttığını, uyku kalitesini ve eklem sertliğini iyileştirdiğini ortaya koymuştur. Ancak uzun dönem uygulanan vegan diyetlerinde bazı besin ögesi(B12, Fe, EPA) yetersizlikleri gözlenmektedir.

Azalan fiziksel aktivite nedeniyle FM’li hastalarda erken dönemde osteoporoz gelişme riski bulunmaktadır. Bu nedenle süt ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, pekmez gibi kalsiyumdan zengin yiyeceklerin tüketilmesi önerilir. Aynı zamanda taze sebze ve meyveler kalsiyum atımının azalmasına yardım eden magnezyum ve potasyum gibi elzem mineraller içerir.

Antioksidan maddelerden(A C E vitaminleri, Se, Zn) zengin beslenmek oksidatif stresi azalttığı ve vücudu serbest radikallerin zararlarından koruduğu için FM’li hastaların diyetlerinde önerilmektedir.

B kompleks vitaminleri ağrı hissini azaltan ve FM’li hastalarda düşük bulunan seratonin üretimini arttırdıkları için yeterli miktarda alınmalıdır.

Karbonhidrat: Diyette sebze, meyve, tam tahıllı ekmek, çavdar, yulaf, kurubaklagiller gibi kompleks karbonhidratlar arttırılmalıdır. Karbonhidrattan gelen enerji oranı toplam enerjinin %45-50’si olmalıdır.

Protein: Yetersiz protein alımı immün sistemi zayıflatmakta, oksidatif stres oluşumuna yol açmaktadır. Protein alımı toplam enerjinin %20-25’i olmalıdır. İyi kalite protein kaynaklarından olan kırmızı et, tavuk eti, balık, süt ürünleri ve yumurta elzem aminoasitler bakımından da zengindir. Ancak bu besinlerde FM hastaları için gerekli olan posa miktarı düşük olup doymuş yağ ve kolesterol içerikleri yüksektir. Özellikle et ve et ürünleri nötral aminoasitlerden zengin olup fazla tüketilmesi uzun zincirli nötral aminoasitlerin fazla alınmasına ve seratonin öncüsü triptofan düzeyinin azalmasına neden olmaktadır. FM hastalarına önerilen protein kaynakları yağsız kırmızı et-beyaz et(az miktarda), soya, süt, yoğurt, peynir ve kurubaklagillerdir.

Yağ: Toplam enerjinin yaklaşık %30 kadarı yağlardan gelmelidir. Doymamış yağlar(zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısır özü yağı vb.) ve yağlı tohumlar(ceviz, fındık, badem vb.) tercih edilmeli, doymuş yağlardan (tereyağı, margarin, kuyruk yağı vb.) uzak durulmalıdır.

Besin Takviyeleri

Yapılan araştırmalar sonucunda FM’li hastalara uygulanan besin takviyeleri; 5-hidroksitriptofan( (5-HTP), asetil-L-karnitin, koenzim Q10, Ginkgo biloba, kollajen hidrolizatı, çuha çiçeği yağı ve S-adenosil-L-metionin gibi birçok tedavinin semptomlardan bazılarında iyileşme sağladığı, kronik yorgunluk sendromunu ve ağrıları azalttığı, yaşam kalitesini arttırdığı bildirilmiştir.

Genel Beslenme Önerileri

  • Günde 3 veya 4 kez küçük ve ara öğünler şeklinde beslenilmelidir.
  • Öğün araları en fazla 2-3 saat olmalı ve açlık hissi oluşmadan besin tüketimi sağlanmalıdır. Açlık hissi şekerli ve yağ içeriği yüksek besinlerin tüketimini arttırır.
  • Kahvaltı alışkanlığı kazanılmalıdır.
  • Ara öğünler besleyici ve kolay ulaşılabilir nitelikte olmalıdır. Çiğ sebze-meyve, kurutulmuş meyveler, tuzsuz kuruyemişler, yağlı tohumlar, tam tahıllı gevrekler ara öğünlerde tüketilebilecek besinlerdir.
  • FM’li hastalarda konstipasyon sık gözlendiğinden posa içeriği yüksek besinler tüketilmelidir.
  • Sebzeler su eklenmeden buharda pişirilmelidir. Besin kaybı olmaması için uzun süre pişirilmemelidir.
  • Yağsız kırmızı et haftada birkaç kez tüketilmelidir. Kırmızı et B12 vitamininin en iyi kaynaklarındandır.
  • Şeker tüketimi azaltılmalıdır. Aspartam, sakarin içeren yapay tatlandırıcılar ve sofra şekeri yerine bal, pekmez ve meyve gibi doğal kaynaklar tüketilmelidir.
  • Besin değeri olmayan, rafine ve işlenmiş yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • Kafein, çikolata, kolalı içecekler, alkol ve sigaradan uzak durulmalıdır.
  • Günde 8-10 bardak su içilmelidir. Taze meyve/sebze suları ve bitki çayları da tüketilebilir. Maden suları önerilmemektedir.
  • Günlük tuz tüketimi 5 gramı aşmamalıdır.
  • Besin etiketleri incelenmeli, gıda katkı maddelerine karşı(mono sodyum glutamat gibi) dikkatli olunmalıdır.

KAYNAKLAR

  • SDÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi/Hande Yılmaz, Hilal Yıldıran/cilt 6/sayı 3 /2015
  • Hastalıklarda Beslenme Tedavisi/Prof. Dr. M. Emel Tüfekçi ALPHAN/2.baskı/2014
  • Tıbbi Beslenme Tedavisinde Güncel Uygulamalar VI/Doç. Dr. Gamze AKBULUT /1.baskı/2015

Nuriye KÖYMEN
Sağlıklı Günler Dilerim

mail-grubu