İZÜ öğrencileri glisemik indeksi düşük atıştırmalıklar üretti

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencileri dirençli nişasta ve nohut unu kullanarak glisemik indeksi düşük atıştırmalıklar üretti. Obezite ve diyabet hastalığı değerlendirildiğinde düşük glisemik indeksli ürünlerin tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Jale Çatak, “Dirençli nişasta kullanılan unlu mamüllerin kalorisini yüzde 50, glisemik indeksini de yüzde 90 oranında düşürüyor. Düşük glisemik indeksli ürünler tüketildiğinde tokluk süresi de uzuyor” dedi.

Glisemik indeks karbonhidratların tüketiminin ardından kandaki şeker seviyesini yükseltme hızını ifade ediyor. Çatak, “Yüksek glisemik indeksli besinler kan seviyesini çok ani bir şekilde yükseltiyor ve ani dalgalanmalara sebep oluyor bu da bizim çok daha çabuk acıkmamıza neden oluyor” diye konuştu.

“SAĞLIKLI BESLENME İÇİN DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ ÜRÜNLER TÜKETİLMELİ”

Türkiye nüfusunun yüzde 30’unun obezite riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden İZÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Jale Çatak, sağlıklı beslenmek isteyen herkesin düşük glisemik indeksli ürünler tüketmesi gerektiğini söyledi. Tüm insanların düşük glisemik indeksli beslenmesi yönünde çalışmaların artarak devam ettiğini ifade eden Çatak, öğrencilerinin yapmış olduğu atıştırmalıkların da in vitro glisemik indeks analizi ile düşük glisemik indeksli olduğunun kanıtlandığını belirtti.  Çatak, sözlerine şöyle devam etti:

“Her zaman düşük glisemik indekse sahip olan ürünleri tüketmeyi tercih etmeliyiz. Çünkü yüksek glisemik indeksli ürünleri tükettiğimizde kan glikoz seviyesinde ani dalgalanmalar oluşuyor ve kana çok hızlı bir şekilde karışarak kan şeker seviyesini çok hızlı bir şekilde yükseltiyor. Bunun sonucunda da kısa sürede açlık hissi oluşmuş oluyor bu da bir döngü şeklinde devam ediyor. Tam tersi düşük glisemik indeksli ürünlerin tüketilmesinin sebeplerinden bir tanesi de tokluk süresinin uzun olmasıdır. Özellikle obezite ve diyabet hastalarında ani kan şeker dalgalanmalarının önlenmesi anlamında düşük glisemik indeksli ürünlerin tüketilmesi çok büyük önem arz ediyor. Yüksek glisemik içeren ürünlere örnek verecek olursak bunların arasında rafine şeker ve beyaz ekmek diyebiliriz. Bu ürünlerin özellikle glisemik indekslerini düşürmek üzere çalışmalar yapılmaktadır. Bizim öğrencilerimiz de çok güzel bir çalışma gerçekleştirdiler. Çıkan sonuçlar çok güzeldi ve hepimizi çok mutlu etti. Her zaman sağlıksız karbonhidrat olarak değerlendiren özellikle unlu mamülleri daha sağlıklı ve özellikle diyabet hastalarının ve obeziteyle mücadele eden insanların kullanımına uygun hale getirdiler.”

“DİRENÇLİ NİŞASTA UNLU MAMÜLLERİN TAMAMINDA KULLANILIYOR”

Dirençli nişastanın Türkiye’de ilk kez; TUBİTAK işbirliği ile geçtiğimiz yıl Konya’da kurulan ve üretime başlayan bir firma tarafından üretildiğini ve öğrencilerin de bu nişastayı kullanarak ürünlerini geliştirdiklerini hatırlatan Çatak, “Dirençli nişasta unlu mamüllerin tamamında kullanılabiliyor ve kullanıldığında kalorisini yüzde 50, glisemik indeksini de yüzde 90 oranında düşürüyor” dedi.

Dirençli nişastanın yanı sıra öğrencilerin nohut unu kullanarak da kurabiyeler yaptıklarını dile getiren Çatak, “Nohut unu beyaz una göre çok daha yüksek protein ve daha sağlıklı karbonhidrat içeriyor bu yüzden düşük glisemik indeksli ürünler üretmek mümkün olabiliyor. Üstelik bu ürünler glütensiz ve sağlıklı atıştırmalık olarak çok iyi bir alternatif” ifadelerini kullandı.

“ANALİZ SONUÇLARI UMUT VERİCİ”

Öğrencilerin yapmış olduğu in vitro analiz sonuçlarından geliştirdikleri ürünlerin başarılı olduğunu ve bu başarıdan mutluluk duyduğunu belirten Jale Çatak, “Glisemik indeks skalasına bakıldığında yüzde 55 ve 69 arası normal değerler, yüzde 70 üzeri yüksek glisemik indeks ve yüzde 55’in altı da düşük glisemik indeksli olarak değerlendiriliyor. Öğrencilerimiz yaptıkları in vitro analiz sonucunda geliştirdikleri ürünlerin glisemik indekslerinin düşük olduklarını tayin ettiler. Bu sonuçlar bizler için umut vericiydi. İZÜ olarak sahaya yönelik sektörün ihtiyacına cevap verecek multidisipliner  yaklaşımla tam donanımlı beslenme ve diyetetik uzmanları yetiştiriyoruz” diye konuştu.

Kaynak : https://izu.edu.tr

admin gencdiyetisyenler

Recent Posts

Metabolik ve Bariatrik Cerrahi (MBC) Diyetisyenliği Sertifika Programı

Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Sertifika Programı, 16-19 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleniyor. Beslenme ve diyetetik öğrencileri…

6 gün ago

Kolorektal Kanser Riski İçin Diyet Genelinde Analizler

542.778 kadın üzerinde yapılan büyük ölçekli prospektif çalışma, alkol ve işlenmiş etin kolorektal kanser riskini…

1 hafta ago

Bitki Temelli Diyetlerde Osteoporoz ve Anemi Riski: Beslenme Eksiklikleri ve Klinik Etkileri Üzerine Sistematik Bir İnceleme

Bitki temelli diyetler sağlık ve çevre için faydalı olsa da, B12, demir ve kalsiyum eksiklikleri…

2 hafta ago

Eritrosit Yağ Asidi Profili, Akdeniz Diyeti ve Çocukluk Çağı Alerjik Astımında Astım Şiddeti: İspanya’da Yapılan Bir Kohort Çalışmasından Ön Bulgular

İspanya’da yapılan bu kohort çalışması, çocukluk çağı astımında Akdeniz diyetine bağlılık ve omega-3 yağ asidi…

3 hafta ago

Düşük FODMAP Diyetinin İrritabl Bağırsak Sendromu Olan Hastalar Üzerindeki Etkisi

Düşük FODMAP diyeti, IBS semptomlarını azaltmada etkili bir beslenme yaklaşımıdır. 10 haftalık bir klinik çalışmada…

4 hafta ago

VI. Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi

Türkiye'nin ilk Uluslararası Spor Beslenmesi Zirvesi, 27 Eylül 2025’te İzmir Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Spor beslenmesi…

1 ay ago