Dünyanın En Sağlıklı Kahvaltıları

0
1288
www.diyetisyenstore.com

Dünyanın En Sağlıklı Kahvaltıları

Kahvaltı… Cemal Süreyya’nın en güzel dizelerinden birine konu olan, mutluluğun en lezzetli sebebi… Kahvaltıseverler bilir, bu öğünün telafisi olmaz; bir gaflete düşüp de atlayacak olursak günümüz enerjisiz, neşesiz, eksik geçer.

Lise yıllarımda babamın her sabah hazırladığı tost-meyve suyu ikilisine karışan parfüm kokusu, Kurban bayramlarında annemin hazırladığı cevizli lokumlar, et kavurmalar ve kınalı çocuk ellerim… Pazar günleri bütün ailenin neşeli kahkahalarıyla eşlik ettiği kahvaltı seramonileri… En sevdiğim lise arkadaşımla sabahın köründe gittiğimiz cafe de sabırsızca kahvaltımı bekleyişim… Anneannemin evinde içtiğim sıcak ballı sütün tadı hala damağımda. 5-6 yaşlarımda tok karnına gittiğim kreşte ikinci bir kahvaltıyı aynı iştahla yiyen o obur ruh hala içimde bir yerlerde.

Anlayacağınız faydalarını bilmeden de, duygusal bir bağ kurmuşum bu sabah keyfiyle.

İçimdeki obur kahvaltıcıyla, araştırmacı diyetisyen kimliğimi alıp yanıma, şöyle bir baktım dünyaya.

Tiffany’de Kahvaltı filmiyle, o zengin mutfaklarında yalnızca bir kuru kruvasan ve bir kupa kahveye kahvaltı diyen, bir de bunu böylesine ünlü  bir filme isim diye veren Fransızlara hayret ettim önce… Kore dizilerinde sabah sabah otlu çöplü içilen çorbalar midemi kaldırırken, Filipinlilerin sabah sabah sarımsaklı pilav yediklerini öğrenip, Korelilere haksızlık etmişim dedim :)

İşin aslı bir Türk diyetisyeni olarak benim için en lezzetlisi, en sağlıklısı geleneksel Türk Kahvaltısıydı. Peki Dünya diyetisyenleri bu işe ne diyordu?

Halkının %64 ü aşırı derece şişmanlıkla boğuşan Amerika diğer ülkelerin kahvaltı alışkanlıklarında neleri örnek almalıyız diye bir makale hazırlamıştı Today’s Dietitian’ da.

Hani şu sabahları yedikleri sütlü kahvaltılık gevrekleri taklit ettiğimiz, özentiliğimizin en saçma halini konuşturduğumuz ülke…

Kahvaltısı örnek alınası ülkeler listesinde ilk sırada hangi ülke vardı hadi tahmin edin bakalım. Evet, doğru tahmin: Türkiye!

Türkiye

Metropolitan State College Beslenme ve Sağlık Meslekleri departmanı başkanı Doç. Dr. Ann Diker, Türkiye’nin kahvaltı alışkanlıklarıyla övülmeye layık bir ülke olduğunu söylüyordu. Türk kahvaltısını sağlıklı kılan şeyin sebze, zeytin, bal ve çay olduğunu ifade ediyor,Tipik Türk kahvaltısını besin değeri yönünden şöyle değerlendiriyordu: “ Türk kahvaltısında tüketilen salatalık-domates sebze tüketimini artırmak için alternatif bir yol sağlıyor. Zeytin, tekli doymamış yağ asitlerinin iyi bir kaynağı olarak kalp sağlığını korumaya yardımcı oluyor. Bal antimikrobiyal özelliklere sahip ve çay antioksidan polifenol bileşikleri,özellikle kateşinleri içeriyor. Bir bütün olarak bu öğün karbonhidrat,protein ve yağı dahil ederek dengeli bir besin profili sağlıyor”

Ann Diker ayrıca Türk aileleri için kahvaltı dahil birlikte yemek yemenin çok önemli olduğunu, hızlı rutinleri sırasında haftada birkaç defa akşam yemeği sofrasında bile bir araya gelmeleri zor olan Amerikalıların Türkleri bu konuda da örnek almasının önemini vurguluyordu yazısında…

“Birinci biziz,ikinci kim?” diyenleri duyar gibiyim. Şimdi de listenin geri kalanı sizlerle…

İsrail Kahvaltısı

Amerikan Denizaşırı Diyetisyenler Derneği İsrail Temsilcisi Pediatri diyetisyeni Brigitte Kochavi’ye göre en sağlıklı kahvaltılık gıdalar Kıbrıs,İsrail,Yunanistan gibi Akdeniz çevresindeki ülkelerde bulunuyor. Akdeniz diyeti tam tahıllı ürünleri,taze sebze-meyve,balık,zeytinyağı,sarımsak tüketimiyle birlikte omega-3 yağ asitlerinden zengin gıdaların önemini vurguluyor.

Kochavi “ Geleneksel bir İsrail kahvaltısı sağlıklı,doğal ve basit olmalı. Süt ve et ürünlerinin ayrı tutulması emreden Kosher Yasalarına göre İsrail’de bir kahvaltı tabağında et ürünlerine rastlamak neredeyse imkansız. Bunun yerine birçok kişi sabahları somon füme,ringa ya da uskumru yemeyi tercih ederek kahvaltılarına sağlıklı omega-3 ‘ü ekliyorlar.” Diyor.

Tipik İsrail kahvaltısında Salat Katsutz olarak bilinen sebze salatası bulunur. Bu salatanın içinde genellikle kırmızı veya yeşil biberle domates,kırmızı soğan,maydanoz,kişniş ve çekirdeksiz gevrek salatalık var. ABD’deki salataların aksine bu salata sos eklenmeden servis edilir.

İsrail’de peynir kahvaltının bir parçasıdır. Genellikle Tsfatit olarak adlandırılan ve adını Tsfat isimli İsrail şehrinden alan beyaz peynir veya süzme peynir tüketilir.

Diğer geleneksel kahvaltılıklar,yoğurt,zeytinyağlı ve tahinli humus,pide veya taze ekmek,haşlanmış yumurta,avokado ve taze meyve sularıdır.

Koshavi, “ İsrail kahvaltısının doymuş yağ oranının düşük,tekli doymamış yağ ve lif oranının yüksek olduğunu” ifade ediyor.

Kosta Rika

Listenin 3. Sırasında, kahvaltıda “ Gallo Pinto” adını verdikleri,ortasında yumurta bulunan siyah fasulye ve pirinçten oluşan yemeği tüketen Kosta Rika’lılar var.

Bu kahvaltı sayesinde öğle yemeğine kadar durmadan çalışabildiklerini söylüyorlar.

Tipik Kosta Rika kahvaltısı bol miktarda ananas,portakal,mango,papaya,mısır,fasulye,pirinç,her çeşit kabak,taze peynir ve yumurta içermesiyle zengin bir besin profili çiziyor.

Kahvaltıda tatlıya dair tek şeyin meyve ve meyve suları olmasıyla örnek alınabileceği düşünülüyor.

Çin

Listenin diğer üyesi ise Çin…

AODA Ülke Temsilcisi Diyetisyen Margaret Keefe “ Asya ve Avrupa ülkelerinin her ikisinin de benzer karbonhidrat,protein,yağ dengesine sahip olduklarını söylüyor.

“Jiang Bing “ adını verdikleri geleneksel Çin kahvaltısı, sıcak lavaşa sarılmış yumurta ve yeşil soğandan oluşuyor. Bazen de içine baharatlı biber ve fasulye ezmesi ekliyorlar.

( Amerika’lılar olmayan kahvaltı alışkanlıklarını düzeltmek için bu kahvaltıyı örnek alınası bulmuş olabilirler ama sabah sabah taze soğan yemek sizce de ilginç değil mi? :) )

Venezuela

Listede, güzel kadınlarıyla meşhur Venezuela da var. Bu kısım bayan okuyucuların ilgisini çekebilir :)

Venezuela; Kolombiya, Ekvador, Peru gibi diğer Latin Amerika ülkelerinin aksine mısırı oldukça yüksek miktarda kullanıyor. Mısırdan ekmek,tortilla ya da “Arepa” adını verdikleri bazlama tarzı bir ekmek yapıyorlar.

Geleneksel Venezuela kahvaltısında “ içinde peynir bulunan Arepa ekmeği, balık,biftek ya da tavuk,parçalanmış sığır eti, siyah fasulye, beyaz peynir, avokado ve taze meyve/meyve suları” bulunuyor.

Arepa ekmeği glutensiz bir lif kaynağı olmasıyla özellikle Çölyaklılar için önerilebilir.Tavuk,sığır ve balık iyi protein kaynakları olarak kabul ediliyor. Balık aynı zamanda omega-3 ve fosfor sağlıyor. Siyah fasulye flavanoidler,lif,folik asit için iyi bir kaynak iken, beyaz peynir günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamaya yardımcı oluyor.

Papaya, mango, ananas, karpuz, kavun, portakal ile günlük vitamin ihtiyaçlarını karşılayıp güne zinde bir başlangıç yapıyorlar.

Vietnam

Listede son olarak Vietnam var. Geleneksel kahvaltılarında “Pho” adı verilen bir çorba tüketiyorlar. Çorbanın içinde pirinç bazlı erişte,tavuk,köfte,sığır eti,domuz eti gibi protein kaynakları; fesleğen gibi sebzeler ve otlar yanı sıra,kişniş,fasulye filizi,havuç,salatalık,limon bulunuyor.

Bana sorarsanız “Ne Kosta Rika ne de Çin ne de sambacı Brezilya! :)”

Sormadan,sorgulamadan taklit ettiğimiz Batı ülkeleri bizi yalnızca yediklerimizle değil, sağlam aile ilişkilerimiz,hayat tarzımızla da örnek alırken, yaptığımız en yanlış şey onlarda gördüğümüz her şeyi uygulama çabalarımız…

Obeziteyle, kanserle, kalp hastalıklarıyla savaşırken, kültürümüzle de barışma zamanı çoktan gelmedi mi sizce? Mükemmele yakın kahvaltılarımızı, kıytırık kahvaltılık gevreklere satmak yerine yapılması gereken, ekmeklerimizi zenginleştirmek, insanları doğru yumurta haşlama süresiyle ilgili eğitmek, hakiki bal üreticilerini desteklemek gibi gözüküyor.

Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğu şüphesiz ki doğru, ama bizim kahvaltımızın sağlıkla da ilgisi büyük…

Gelecekten bir Diyetisyen, Ayşenur ŞAHİN

[yaziGizle reklam=”reklam1″]www.yaylamaya.com[/yaziGizle]
mail-grubu
Önceki haberD vitamini ve Sağlığımız
Sonraki haberEtkinlik: 1. Kırmızı Elma Etkinliği
Ayşenur Şahin 23.10.1994 tarihinde İnegöl’de doğdu. İlkokulu burada tamamladı.2012 yılında İnegöl Altın Nesil Kolejinden mezun oldu. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü kazandı. Eğitim öğretim hayatı boyunca çeşitli kongre ve sempozyumlara katıldı. Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesindeki Öncü Sağlık Kulübünün kurucularından biri olarak birçok sosyal sorumluluk projesinde aktif rol aldı. Bursa,Ankara,Erzurum gibi illerde çeşitli kurumlarda zorunlu ve gönüllü staj deneyimleri yaşadı. Çeşitli gazete ve dergilerde beslenme üzerine yazdığı köşe yazıları büyük ses getirdi. 2015 yılı Nisan ayında yayın hayatına başlayan ve 2 ayda bir yayınlanmaya devam eden Turuncu Sağlık dergisinin kurucularından biri ve isim annesi olan Ayşenur Şahin 2016 yılının eylül ayına kadar bu oluşumda yayın yönetmenliği görevini başarıyla yürütmüştür. Ayrıca Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümünde de eğitim öğretim hayatına devam etmektedir. 2016 yılı Haziran ayında Atatürk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü iyi bir dereceyle bitirerek “diyetisyen” unvanı almış, çocukluk hayali olan mesleğine kavuşmuştur. Mezun olduktan sonra Madame Schulle Bakım ve Güzellik Merkezinde Beslenme Uzmanı olarak çalışmıştır.Şu anda Fizyo İnegöl Sağlıklı Yaşam Merkezinde İnegöl halkına hizmet etmektedir. Şehir dışında ikamet eden danışanlarını ise online diyet sistemi ile takip etmektedir.