www.diyetisyenstore.com

NEDEN DİYETİSYEN DESTEĞİ ALMALIYIM?

Yazar: Dyt. E. Kübra ZEYDANLI

Öncelikle diyetisyenliğin insan sağlığı ve besinler arasındaki etkileşimi bilen tek meslek olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Diyetisyenler halk arasında bilindiği gibi sadece vücut ağırlığıyla ilgilenmez; tüm hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisini yürüten sağlık personelidir.

Bir böbrek hastası, bir fenilketonüri hastası, bir kistik fibrözis hastası, bir siroz hastası vb. diyetisyen desteği alması gerektiğini, diyetisyen tarafından takip edilmesi gerektiğini bilir. Çünkü bu bireyler beslenme ile ilişkili çok ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır.  Ancak kilo vermek isteyen, insülin direnci olan, polikistik over sendromu yaşayan, gebelik ve emzirme döneminde olan bireyler diyetisyen desteği almayı pek önemsemezler. Hâlbuki bu bireyler için diyetisyen desteği almak çok daha önemlidir. Çünkü sağlığın temeli beslenmedir ve birey sağlıklıyken beslenme eğitimi alırsa hastalıklar henüz oluşmadan önlenmiş olur.

Gelelim bu işin en popüler kısmına; zayıflamaya. Kilo verme çabasında olan bireyler diyetisyen desteği almadıklarında genelde internetten yaptıkları araştırmalarla ilerliyor. Ancak internette popüler olmak veya para kazanmak düşüncesiyle ilgi çekici, aslı astarı olmayan pek çok bilgi bulunduğunu unutuyorlar. Bazen de diyetisyen tarafından başka biri için hazırlanmış listeleri uyguluyorlar. Ancak liste diyetisyen tarafından yazılmış olsa bile uygulayan kişiye uygun olmayabileceği fark edilmiyor.

Gerçek şu insanlar beslenme eğitimi almadan veya diyetisyen desteği olmadan günlük beslenmesine devam ettiği gibi tek başına kilo verme amaçlı uygulamalarda da bulunabilir. Hatta bu uygulamalarla çok ciddi sonuçlar da alabilir. Çünkü kilo vermek oldukça basittir. Önemli olansa o kiloyu sağlıkla vermek ve aynı kiloyu korumaktır.

Sağlıklı bir zayıflama programında yeterli enerji, karbonhidrat, protein, yağ, vitaminler ve mineraller bulunmalıdır. Bu besin ögelerinin miktarları kişinin sağlık ve beslenme durumuna bağlı olarak belirli oranlar arasında değişir. Örneğin sağlıklı bir bireyle pkos sorunu yaşayan bir bireyin alması gereken enerji/protein oranı farklıdır ya da sigara içen bir bireyle içmeyen bir bireyin C vitamini ihtiyacı birbirinden farklıdır. Ayrıca bu besin öğeleri birbiriyle etkileşim içerisindedir. Bu etkileşimler de diyetin dağılımını değiştirecektir. (Örneğin iyottan optimal yararlanmak için demir, manganez ve fosfora da ihtiyaç vardır.)

Tüm bunların yanı sıra besinlerde bulunan fitokimyasallar adını verdiğimiz bazı bileşikler vardır. (sayıları oldukça fazla olmakla birlikte, yenileri keşfedilmeye devam etmektedir) Bu bileşikler önceden saydığım besin öğeleri gibi yaşamamız için elzem (şart) değildir; ancak her biri sağlığımız üzerine oldukça önemli faydalar (kanserden korumak, yaşlanmayı geciktirmek, bağırsak florasını düzenlemek vb.) sağlar.  Yine bu bileşikler de diğer besin öğeleriyle etkileşim halindedir ve bu özelliklerine beslenme planlanırken, besin dağılımında dikkat edilmelidir.(Örneğin inositol adı verilen bileşik özellikle polikistik over sendromunda önemli bir fitokimyasaldır ve optimal etkisi için C ve B grubu vitaminlere ihtiyaç vardır.)

Tüm besin ve besin öğeleri kişiye özel hazırlanan listelerde belirli oranlarda ve belirli şekillerde bulunur. Kişiye özgü bir diyet sadece “diyetisyen” tarafından hazırlanabilir. (Başka bir meslek grubunun böyle bir bilgi birikimi yoktur.)
Kişiye özgü diyetin temel bileşenleri ise aşağıdaki gibidir:

Sağlık Durumu: kan değerleri, hastalıkları, ameliyat geçirmiş olma durumu, ailesinde bulunan hastalıklar, ilaç kullanım durumu, alerji vb.

Antropometrik Özellikleri: Yaş, boy, kilo, vücut yapısı, vücut yağ ve kas oranları, bel çevresi, boyun çevresi vb.

Beslenme Bilgileri: uyku ve beslenme saatleri, sevdiği ve sevmediği besinler, genel beslenme alışkanlıkları, besinlere yönelik tutumlar vb.

Ekonomik Bilgileri: Ekonomik gelir kişilerin beslenme planını değiştiren çok önemli bir unsurdur. Örneğin dar gelirli bireylerin diyetlerinde et, sert kabuklu yemişler gibi pahalı besinlere daha az yer verilir ve bu besinlerden sağlanan besin öğeleri için farklı alternatifler bulunur.

Psikolojik Durumu: Yemek yeme ve beden algısı bireylerin psikolojisiyle etkileşimde olan iki önemli unsur. Bu sebeple kişinin beden algısı incelenmeli, kilosuna olan bakış açısı ve o kiloyu neden vermek istediği sorgulanmalı, besinlere yüklediği psikolojik anlamlar araştırılmalı.

Fiziksel Aktivite Durumu: Hepimizin farklı meslekleri ve farklı bir yaşam düzeni var. Bu yaşam düzeni içerisinde ne kadar hareket ettiğimiz diyetin içeriğini de değiştirecektir.

Özel Durumları: Sporcu, gebelik ihtimali (gebelik isteyen anne), anatomik veya fizyolojik farklılıklar vb. diyetin içerik ve dağılımını etkileyen önemli unsurlardır.

Gördüğünüz gibi diyet parmak izi gibidir ve kişiye özel olarak hazırlanır. Diyeti diyetisyen yazar. Ancak bunlardan daha da önemlisi diyetisyenin diyeti belirli bir periyotta değiştirmesidir/düzenlemesidir. Çünkü sizin için hazırlanmış bir liste bile belirli bir zaman sonra size uygun olmayacaktır. Diyetin devamlı takibi ve belirli periyotlarla değişimi kişinin metabolizmasındaki farklılıklara göre yapılırken çeşitliliklere de yer verilir ve böylece bireyin diyetten sıkılması önlenmiş olur.

Sağlığınız için doğru beslenmeyi doğru kaynaktan öğrenin. Sağlık için diyet yapın ve diyet için diyetisyen desteği alın.

Yazar: Dyt. E. Kübra ZEYDANLI

 

mail-grubu