Okul öncesi, oyun çağı (1-5 yaş) grubu beslenmesi

diyetisyen rümeysa özkan, okul öcesi beslenme, oyun çağı beslenme, diyetisyen makaleleri, dyt rümeysa özkan, konya dyt rümeysa özkan

0
566
dyt rümeysa özkan
www.diyetisyenstore.com
konya-dyt-rumeysa-ozkan
Diyetisyen Rümeysa ÖZKAN
rumseozkan@gmail.com

Okul Öncesi, Oyun Çağı (1-5 Yaş) Grubu Beslenmesi

Doğduğu ilk günden itibaren hatta anne karnında büyüme ve gelişme gösteren çocuklar, ilk yaşından sonra bağımsızlık kazanmaya başlar. Hayatı boyunca beraberinde götüreceği yeme alışkanlıklarını edindiği bu dönemde hiç şüphesiz ailesinin, özellikle ebeveynlerin bunda katkısı oldukça büyüktür. Çocuklar ailesinin ya da kendisi ile fazla zaman geçiren bireylerin sevdikleri ve sevmedikleri besinleri taklit eder. Sağlıklı ve doğru beslenebilmeleri için tükettikleri besinlerde çeşitlilik sağlanması şarttır.

Çocuklara;

  • Besinler üzerinden ödüllendirme ya da cezalandırma yöntemleri uygulamak
  • TV karşısında, telefon ve tabletlerden açılan çizgi filmler, videolar eşliğinde yemek yemelerine izin vermek
  • Besinleri yemeleri için ısrar etmek her ne kadar besinleri tüketmelerini sağlasa da yeme davranışları üzerinde olumsuz sonuçlara neden olur.

“Doydum.” kelimesini duyduktan ya da çocuğun doyduğunun ifade etmesinden sonra daha fazla besin tüketmesi için ısrar edilmemelidir. Unutulmamalıdır ki çocukların bu dönemde tükettiği besin miktarlarının her gün değişim göstermesi gayet normaldir.

Çocuklara belli saatlerde öğünlerini vermek yeme alışkanlıklarının düzene girmesine, doğru alışkanlıklar edinmesine yardımcı olur. Günde 1-2 öğün beslenen çocukların genellikle kahvaltı öğününde çok fazla besin tükettikleri gözlemlenir.

Çocuklar sürekli büyüme ve gelişme halinde olması, bazal metabolizma için harcanan enerji miktarını yüksektir. Fiziksel aktivitenin de yoğun olduğu bu dönemde vücutlarının ihtiyacı olan günlük enerji miktarı oldukça fazladır.

Enerji ihtiyacını karşılamak için tüketilen besinlerin, içeriklerinin dağılımları (karbonhidrat, protein ve yağ oranları) dengeli ve yeterli olmalıdır.

  • Bu ihtiyacın büyük bir kısmını karbonhidratlardan sağlayan çocuklar, tüketim sınırı aştıklarında diş çürükleri ve iştahsızlık gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kalırlar. Özellikle şeker oranı yüksek içeceklerin, çikolata, bisküvi, tatlı vb. yiyeceklerin ara öğünlerde tüketilmemesi gerekir.
  • Yumurta, et, balık vb. protein kaynaklı besinlerin yeterli alımı; çocuğun kaslarının güçlenmesinde, yeni doku oluşumunda ve vücudun sağlıklı bir şekilde büyümesinde önemli rol oynar.
  • Tüketilen yağ miktarının fazla olması kalp-damar hastalıkları gibi olumsuz sağlık sonuçlarına neden olabilmekte fakat yağda eriyen vitaminlerin vücutta kullanılmasında ve yağın sinir sisteminin çalışmasında oynadığı rolü sebebiyle vücut için gereken miktardan da az tüketilmemelidir.

Oyun Çağı Grubu Çocuklarında Görülen Sorunlardan Birkaçı;

  • İştahsızlık
  • Yemek Seçme
  • Aşırı Yemek Yeme
  • Diş Çürükleri
  • Demir Eksikliği Anemisi
  • Kabızlık
  • Besin Alerjileri
  • Besin Zehirlenmeleridir.

İŞTAHSIZLIK:

Birçok ebeveyn çocuğunun “hiçbir şey yemediği” konusunda hem fikirdir. Oysa uzmanlar iştahsızlığın ölçütünü, çocuğunun sağlık durumunun nasıl etkilediği inceleyerek belirler. Büyüme, gelişme normal seyrinde ilerliyorsa ve çocuğun sağlık durumunda herhangi bir problem yok ise, çocuk zaman zaman öğün atlasa bile sorun oluşturmaz. İştahın çocuğun her döneminde aynı seviyede olmadığını kabullenmek gerekir. Çocuğun günlük tükettiği besin miktarının diğer çocuklarla kıyaslanması, ailesine veya çevresine tepki göstermek istemesi, öğünler arası atıştırma, sık sık meyve suyu veya süt içmesi, şekerli besinleri sık tüketmesi vb. birçok etken iştah üzerinde etkiye sahiptir.

YEMEK SEÇME:

Besinleri tanıdıkça sevmedikleri, tüketmek istemedikleri besinler ortaya çıkabilir. Yalnızca makarna, patates kızartması, köfte gibi besinleri tüketen çocuklarda ileriki zamanlarda tek çeşit beslenme veya besin seçme gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda sevmediği besinin çocuğa sunumu esnasında tabağı süslemek, sevmediği besini sevdiği herhangi bir besin ile beraber vermek ya da sevdiği bir besinin hazırlanması esnasında içine gizlemek sevmediği besini tüketmesini sağlayabilir. Bununla birlikte bu durum çocuğun besini sevmemesinden dolayı değil, ailesinin dikkatini çekmek için yaptığı davranışlardan biri olabilir. Çocuğa karşı anlayışlı ve sabırlı olmak gerekir.

AŞIRI YEMEK YEME:

Aşırı yemek yeme çocuğun besinleri tüketme isteği dışında, TV, bigisayar, tablet ve telefon başında yemek yeme, beslenmesiyle ilgilenen kişi ya da ailesinin çocuk üzerindeki etkisi ile de meydana gelir.  Anne ve babası şişman olan çocuklarda şişmanlığa daha sık rastlanır. Vücuda ihtiyacından fazla alınan enerji, vücutta yağ olarak depolanır ve fazla kilo alımı ile kendini belli eder. Bunun sonucu ortaya çıkan şişmanlık bir sağlık sorunu olarak çocuğun kalan hayatında ona eşlik edebilir. Zira küçük yaşta meydana gelen yağ artışı, vücuttaki yağ hücrelerinin sayısını arttırır ve hiperplazik obeziteye neden olur, çocuğun yaşı büyükçe de zayıflamasını zorlaştırır. Yeme alışkanlıklarının değiştirilmesi, bisiklete binme, yürüyüş yapma, yüzme vb. fiziksel aktivitelerin düzenli olarak yapılması çocuğun kilo kaybetmesini sağlar.

!!! ÖNEMLİ: Hızlı kilo kaybı ve düşük enerjili diyetler büyüme-gelişme çağında olan çocuklar için uygun değildir. Önemli olan çocuğun sağlığını koruyarak zaman içinde kilo vermesi ve doğru beslenme alışkanlıklarını kazanması, benimsemedir.

KABIZLIK:

Kabızlık yanlış beslenme alışkanlıkları, evden uzaklaşan çocuklarda dışkının tutulup yapılmaması, stres altında olma, çeşitli sağlık sorunları gibi etmenler sonucu ortaya çıkar. Şeftali, elma, kuru kayısı, tam tahıllı ürünler, mısır gevreği vb. lifli besinlerin tüketilmesi bağırsak hareketlerini arttırır. Aynı zamanda sabah kahvaltıdan önce kayısı veya erikten yapılmış marmelattan bir miktar tüketilip üzerine su içmek ve biraz fiziksel aktivite yapmak da bağırsak hareketlerini arttırır ve kabızlığın giderilmesini sağlar. Öte yandan çocuğun tükettiği sıvı miktarı da kontrol edilmeli, yeterli miktarda olmalıdır.

BESİN ALERJİLERİ:

Besin alerjisi, normalde vücut için zararı olmayan belli bir besin maddesinin bağışıklık sitemi tarafından zararlı olarak algılanması sonucu vücudun bağışıklık sisteminin verdiği yanıtta değişiklik, anormallik olmasıdır. Genellikle kusma, ishal, kabızlık, karın ağrısı, ürtiker(deride yanma, kızarıklık, kaşıntı) ve egzama(kaşıntılı deri iltihabı) olarak kendini gösterir. İnek sütü, yumurta akı, tahıllar(özellikle Buğday), batı etler ve balıklar, bazı sebzeler(bezelye, mantar, salatalık vb.), bazı meyveler(portakal, mandalina, çilek vb.) çikolata, kahve, çay, soya ve besinlere eklenen koruyucu, renk verici katkı maddeleri alerji en çok neden olan besinlerdir. Alerjiye neden olan besinin tespiti için ayrıntılı beslenme öyküsü alınır. Hangi besinin alerjiye neden olduğu bilinmiyorsa diyetten çıkarma yöntemleriyle bulunur.

Bu Dönemdeki Çocuk İçin Uygun Menü Nasıl Planlanmalı?

  • 4 temel besin grubunda (et, yumurta, kurubaklagil – süt ve süt ürünleri – ekmek ve tahıl ürünleri – sebze ve meyveler) bulunan besinler dengeli bir şekilde her öğünde bulunmalıdır.
  • Temel besin gruplarındaki;
  • Et grubundan günde 2-3 porsiyon,
  • Süt ve süt ürünlerinden günde 2 su bardağı süt/ayran ve 1 kibrit kutusu peynir/çökelek
  • Sebze ve meyvelerden günde 4 porsiyon veya daha fazla
  • Ekmek ve tahıl ürünlerinden günde 4 porsiyon tüketilmelidir.
  • Tüketilen bu besinler vücudun enerji, karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineral gereksinimi karşılamalıdır.

!! Unutulmamalıdır ki yukarıda tüketilmesi tavsiye edilen porsiyon miktarları çocuğun yaşına, cinsiyetine, boyuna, kilosuna, fizyolojik durumuna, enerji ve besin öğesi ihtiyacına göre değişkenlik gösterir. En sağlıklı ve doğru bilgi için doktorunuzdan ve diyetisyeninizden yardım alınız.

Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
Dyt. Rümeysa Özkan

 

mail-grubu