Çocuklarımıza Ne Yapıyoruz – Dyt. E. Kübra Zeydanlı

E. Kübra Zeydanlı, Diyetisyen E. Kübra Zeydanlı, Beslenme ve Diyet Uzmanı E. Kübra Zeydanlı, Dyt. E. Kübra Zeydanlı, Beslenme ve Diyetetik Makaleleri, Güncel Diyet Bilgileri,

0
1476
www.diyetisyenstore.com
  • ÇOCUKLARIMIZA NE YAPIYORUZ?
  • Geçenlerde arkadaşlarımla bir kafede otururken yan masadaki insanlar dikkatimi çekti. Biri 8-9, diğeri 3-4 yaşlarında olan iki çocuğun önünde kızartma tabağı var ve ailenin tümü fazla kilolu. Ben insanlar çocuklarına neden adam gibi yemek yedirmiyorlar diye söylenince yanımdaki arkadaşlarımdan şok edici bir yanıt aldım. Çok bilinen, her yerde şubeleri olan fast-food restoranlar var ya hani, oralarda mama sandalyeleri bulunuyormuş. Sırf bunun doğru olup olmadığını öğrenmek için de minik bir keşif yaptım ve sonuç maalesef pozitifti. Öyle bir hale gelmişiz ki mama sandalyesinde yemek yiyecek kadar küçük olan çocuklara hamburger, kızartma, pizza vs. yediriliyor.
  • Çocuklarımızın şişman olması ve yanlış beslenme alışkanlığı toplumdaki hastalık yükünde artış olacağının en büyük göstergesi. Çünkü büyüme çağındaki yağ artışı, yağ hücre “sayısının” artmasına (hiperplazik obeziteye) sebep oluyor. Yaşıtlarından daha fazla yağ hücresine sahip olan çocuklar ilerde daha fazla yağ depolamaya da meğilliler. Bu yüzden bebeklikte obez olanların %30’u, çocuklukta obez olanların %40’ı ve ergenlikte obez olanların %60-80’i ileri yaşlarda da obez olmaya devam ediyor ve insülin direnci, diyabet, kolesterol, kalp hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, iskelet-kas hastalıkları, kanser vb. pek çok hastalığa yatkın hale geliyor.
  • Diyetisyen E. Kübra Zeydanlı
    Diyetisyen E. Kübra Zeydanlı
  • 90lı yılların başında tüm dünyada çocukluk çağı obezitesinde artış başladı. Çünkü ailelerin yaşam tarzı değişti ve pek çok reklam çocukları fazla enerjili atıştırmalıklara yöneltti. Çevreye olan güvenin azalması ve teknolojik gelişmeler sebebiyle çocuklar ekran başından ayrılmaz, sokakta oynayamaz oldular. DSÖ verilerine göre Avrupa’da 2010 yılında okul çağı çocuklarının %40’ına yakını normalden fazla kilolu %15’i ise obez. Yunanistan, Amerika gibi ülkelerde ise sadece obez çocuk oranı %40 civarında. Türkiye’de durum dünyayla karşılaştırıldığında kötü gözükmese de, yıllara göre karşılaştırıldığında bir hayli kötü. 2010 TBSA verilerine göre 0-5 yaş arası çocukların %26,4’ü; 6-18 yaş arası çocukların da %22,5’i fazla kilolu veya obez. Çocukluk Çağı Obezite Araştırması (COSI-TR) sonuçlarında Doğu Karadeniz’de %41,3 (en fazla olan bölge), İstanbul’da %28,3 oranında çocuk normalden fazla kilolu olarak bulunmuş. Bu çocukların “en az” bulunduğu NUTS bölgesi ise %14,8’le Kuzeydoğu Anadolu. Bu bölgeleri özellikle yazıyorum, çünkü Kuzeydoğu Anadolu çocuklarımızın en fazla dışarıda oynadığı yer, Doğu Karadeniz ise en fazla yağ ve doymuş yağ tüketimi olan yer. Yani hem fiziksel aktivite hem de beslenme alışkanlıkları bu rakamları ciddi düzeyde etkiliyor. Fiziksel aktivite demişken bu konuda durumumuzun berbat olduğunu söylemem gerek. 6-8 yaş grubu çocukların %64,7’si, 9-11 yaş grubunun ise %75,3’ü hafta içi 2 saatten fazla ekran karşısında zaman geçiriyor. Tabi ki hafta sonu bu rakamlar daha da yüksek. Çocuklarımızın %10’u hafta sonları 6 saatten fazla ekran karşısında kalıyor!
  • Asıl üzücü olan ise obez, normal ya da zayıf olması fark etmeksizin pek çok çocukta beslenme probleminin olması. Yani çocuklar fazla kilo alacak düzeyde enerji alıyor ancak bu enerjiyi aldığı kaynaklardan yeterince vitamin, mineral, protein alamadığı için sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor. Bunu pek çok örnekle açıklayabiliriz; artık çocuklar süt yerine gazlı içecek tüketiyor,  hazır besinleri evde hazırlanan tabaklara tercih ediyor vb.
  • PEKİ NE YAPMALI?
  • Çocuklar ailenin beslenme alışkanlığını kapar.
  • Sizin yemediklerinizi çocuğunuzun yeme ihtimali düşüktür. Bir çocuk etrafında gördüğü ve kokusu, görüntüsü cazip olan besinlere ilgi duyar. Ayrıca sizin beslenme saatleriniz ve yemeği yeme şekliniz de çocuğunuzun alışkanlıklarına yansıyacaktır. Örneğin hızlı yemek yiyen, televizyon karşısında yemek yiyen, bir aileye sahip çocuklarda beslenme problemleri daha sık görülür. Çocuğunuzun alışkanlıklarını değiştirmek için önce kendi alışkanlıklarınızı gözden geçirmeli ve yanlışları bulup olumlu yönde değişim göstermelisiniz.
  • Çocuklara sofrada yer açın.
  • 1 yaşından büyük her çocuk sofrada oturup, ailesinin yediği yemeklerden yiyebilir. Sofrada beraber yemek yeme alışkanlığı çocuklar için son derece önemlidir. Etrafındaki herkesin onunla beraber yemeğine odaklanmış ve başka bir işle uğraşmadan sadece yemek yediğini görmek çocuğu motive eder. Televizyon, telefon tablet vs, karşısında yemek yedirmek, o oynarken sizin tabakla peşinden koşmanız gibi yanlış tutumlar çocukların bilinçaltında yemeğe yüklenen anlamı bozacağından ve çocuklarınızın doyma hissini anlamasını zorlaştıracağından son derece yanlıştır. İnsanlar neyi ne kadar yediğinin farkında olmalı ve bu çocukluk çağlarında kazanılan bir alışkanlıktır.
  • Çocuklar sizin kadar yiyemez!
  • Çocuklara koyduğunuz tabaklara dikkat edin. Onların ihtiyacı olan besin de mide kapasiteleri de sizdeki kadar değil. Eğer aynı boy porsiyonlar kullanıyorsanız çocuğun bitirememesi normal. “Hiç yemiyor.” diye düşünmeyin.(Pek çok anne böyle yapıyor.) Ona özel süslü-renkli tabak, çatal kullanmanız da yeme konusunda motivasyon sağlar, unutmayın. Ayrıca çocuklar da doyduklarını ve açlıklarını anlamalılar, bunun için onlara zaman tanıyın.
  • Çocuğunuzun kilosu hakkında bilgi edinin.
  • Tombiş çocukları severiz, yanaklarını sıkmaya bayılırız. Bir çocuğun şişman olması pek çoğumuzu özellikle de ailesini rahatsız etmez. Ama bu durum çocuklar için ilerde büyük bir sağlık sorununa dönüşebilir.
    Sorun şu ki aileler kendi çocuklarını değerlendirirken hep olduğundan daha zayıf görürler. Araştırmalar da bunu destekler nitelikte sonuçlar veriyor. Bu yüzden her aile çocuğunun boyuna ve yaşına göre olması gereken ağırlık aralığını bilmeli. Bu “objektif” değerlendirmeyi her aile mutlaka yapmalı.
  • Çocuklara saatli yeme alışkanlığı kazandırın.
  • Gün içinde aynı saatlerde yemek yedirmeye çalışın. Başlangıçta bu zor gelebilir; ancak az miktarda da tüketse belli bir süre sonra düzene girecektir. 2,5-3 saatte bir bir şeyler yeme ihtiyacı duyması; 5-6 saatte bir de ana yemek tüketmek istemesi normal olandır.
  • Tehdit, ceza ve ödül kavramı yemekten bağımsızdır.
  • Yemeğini yemezsen doktoru çağırırım, yersen çikolata veririm gibi davranışlar sizi yemek yedirmekte başarılı kılsa da yanlıştır. Özellikle yemeğin ödülü başka bir yiyecek olmamalıdır. Bu davranış çocuğun o yiyeceklere farklı anlamlar yüklemesine sebep olur. Örnek verecek olursak mutsuz anlarda kendinden geçip aşırı derecede tatlı tüketen insanların bilinçaltında yiyeceğe yüklenmiş farklı anlamlar vardır ve bu genelde çocukluk çağlarında kazanılır. Çocuklar yemekleri büyüme ve gelişmeleri için, sağlıklı olmaları için yemeleri gerektiğini öğrenmeli. Bu bilinci kazanan çocuklar (ki bu zamanla olacaktır.) ilerde besin seçimine önem veren, daha sağlıklı beslenen ve “boş enerji kaynaklarını” nadiren tüketen bireylere olacaktır.
  • Çocuklar görüntüye ve reklama önem verir.
  • Anneler ve babalar çocuklarınızın yemesini istediğiniz besinleri onlar için hazırlayıp, pazarlamalısınız. Reklamlarda ya da marketlerde görüp istedikleri yiyecekleri düşünün. Üzerlerinde bir renk cümbüşü, sevdiği karakterler vs. bulunuyor. Sizde ona sağlıklı ve görsel yönden çekici tabaklar hazırlayın ve ona sunarken süslü cümleler kullanın. Hatta tabakları beraber hazırlayın. Çok işe yaracaktır.
  • Çocuklar ellerinde bir şeyler yemeyi sever.
  • Ana öğünde mutlaka sofraya oturmalılar demiştik; ancak aralarda ellerine tüketmeleri için çeşitli besinler verebilirsiniz. Bu konuda önceliğimiz meyve ve sebze. Aralarda meyve ve sebzeyi çocukların elle tutup yiyebileceği şekilde, hoş sunumlarla hazırlayın. Evlerde abur cubur bulundurmayın. Markette abur cubur reyonuna girmeyin ki bu saatlerin tercih edileni onlar olmasın.
  • Bırakın, hareket etsin.
  • Fiziksel aktivite için ona destek olun. Çocuklara koşma, zıplama demek zorunda kalıyorsanız enerjisini atmasına izin vermediğiniz içindir. Onlara tablet vb. almak yerine oyun oynaması için, enerjisini atması için ortam hazırlayın, hatta siz de ona katılın. Onları ekranlardan uzak tutun. Gün içerisinde 2 saatten fazla ekran karşısında zaman geçirmesine engel olun.
  • Pes etmeyin!
  • Alışkanlıklar kolay değişmediği gibi kolay kazanılmaya da bilir. Zararın neresinden ne kadar dönseniz kar kardır bunu bilerek işe başlayın. Çocuk besini reddettikçe belli bir süre sonra aynı besini farklı şekillerde sunun. Aynı şeyi 7. sefer yediğinde bile sevebilir. O yemek konusunda inatçıysa siz de kararlı olmalısınız. Oyun oynarken ya da ekran karşısındayken yemek yenmemesi gerektiğini bilmeli. Kolaya kaçıp çocuklarda açlık ve tokluk duygularının oluşmasını engelleyici davranışlarda bulunmayın. Ne yapayım olmuyor, benim çocuk da böyle demeyin. Çünkü ona yanlış alışkanlığı kazandıran sizdiniz, düzeltmek de size düşüyor.
  • [vc_cta h2=”Yazar : Diyetisyen E. Kübra Zeydanlı” txt_align=”center” style=”flat” color=”pink” css_animation=”top-to-bottom”]Sitemizde Paylaşımda Bulunmak İsterseniz BURAYI tıklayınız.[/vc_cta]
mail-grubu