Şeyma AKKUŞ - Hipertansiyon Nedir
www.diyetisyenstore.com

HİPERTANSİYON NEDİR?

Kan basıncının normal değerlerden yüksek olması hipertansiyon olarak tanımlanır.

-Kan basıncının Derecelendirmesi) (Bu değerler,18 yaş üstü insanlar içindir.)

Kategori                         Sistolik(SBP) mm Hg.        Diyastolik(DBP) mm Hg

İstenen-ideal.                   120 ve altı.                          80 altı

Hipertansiyon öncüsü.       120-139.                            80-89

1.derece hipertansiyon       140-159.                           90-99

2.derece hipertansiyon        160 ve yüksek.                100 ve yüksek

HİPERTANSİYON
HİPERTANSİYON

Gelişmiş ülkelerde yetişkin nüfusun yaklaşık beşte biri hipertansiyonludur. Bunun çoğunluğu 1.derece hipertansiyondur. Hipertansiyon: Felç, böbrek hastalıkları ve koroner kalp hastalığı için önemli risk faktörüdür. Hipertansiyonla ilintili risk faktörleri; kalıtım şişmanlık, diyet ve ilaç kullanımı olmak üzere 4 grupta toplanabilir. Hipertansiyon da başlıca risk faktörü şişmanlıktır. Beden ağırlığı olması gerekenin %20 üstünde olanlarda hipertansiyon sıklığı normal kiloluların iki katıdır.

Belirli besin ögeleri kan basıncını artı ve eksi yönde etkilemektedir. Bunların başlıcaları, sodyum, kalsiyum, potasyum, magnezyum, lipitler ve alkoldür. Hipertansiyon; tiroit hastalıkları, böbrek üstü bezi tümörleri, böbreğe giden damarlarda daralma, aort darlıkları, genetik bozukluklar, obezite,aşırı tuz ve alkol gibi tetikleyici faktörlerle ortaya çıkabilmektedir.

Hastaların büyük bir kısmında nedeni belirlenemese de hipertansiyon kontrol altına alınmalı ve ideal düzey olan 12/8’e düşürülmelidir.Hipertansiyonun tedavisinde en etkin yöntem ilaç kullanımıdır. Tansiyon seviyelerini kontrol altına alan ve hastanın yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesini sağlayan ilaçların doktor kontrolünde düzenli olarak alınması çok önemlidir. Hipertansiyon tamamen ortadan kalkan bir hastalık değildir. Dolayısıyla tansiyon kontrolü bahane edilerek “iyileştim” düşüncesiyle ilaçlar bırakılmamalı ve ilaç tedavisi doktor kontrolünde devam etmelidir.

beslenme tedavisi
beslenme tedavisi

BESLENME TEDAVİSİ

Beden ağırlığının arzu edilen sınırın %15 ‘ini geçmeyecek düzeye indirilmesi. Ailede hipertansiyon öyküsü olanların BKI’ni 20-25 arasında tutmaları gerekir. Fazla ağırlık: dengeli, düşük enerjili diyet ve düzenli fiziksel egzersizle makul bir sürede BKI 25 sınırına indirildiğinde kan basınında düzelme görülebilir.Sodyum alımı günde 1.5-2.5 g arasında ( 4-6 g tuz)   tutulmalıdır.

Sodyum alımını bu düzeyde tutmak için yemekler tuz konmadan pişirilmeli, ekmeğinde az tuzsuz olmasına özen gösterilmelidir. Yemeklerde potasyumdan zengin maydanoz, nane, kekik, dereotu, limon suyu, soğan gibi yat vericilerin kullanımı yemekte tuzun eksikliğini bir ölçüde giderir. Diyette sarımsağın kullanımında yarar sağlar.

Özellikle sarımsaklı yoğurt birçok yemekte kullanılabilir.Diyette doymuş yağ asitlerini çok içeren tereyağı, sade yağ, iç yağı ve katı margarin kullanılmamalıdır. Daha çok zeytin yağı ve bitkisel sıvı yağlar yemek ve salata yapımında kullanılır. Sofrada tere, roka, yeşil soğan, maydanoz gibi yeşilliklerin bulundurulmasına özen gösterilmelidir. Bütün kronik hastalıklarda olduğu gibi düzenli egzersiz hastalığın kontrolünde yarar sağlar.

–Ek olarak balıkyağı alımı kan basıncının denetiminde yardımcı olur.Diyette derin su balıkları, keten tohumu ve ceviz eklenmelidir. Diyette elzem olan n-3 PUFA ‘yı bitkisel kaynak olarak en yüksek içeren besin cevizdir.

Cevizin yalnızca n-3 yağ asitleri değil;kolesterol içermemesi, bitkisel protein içermesi (arjinin:lizin oranı düşük), kolesterol içermeyip Vitamin (alfa tokoferol) ve mineral (magnezyum, potasyum) içeriğinin zengin olması ile içinde bulunan suda/yağda çözünen antioksidant fitokimyasallar(polifenollar, kateşinler vb. ) diyet postası kaynağı olan kardiyovasküler hastalıkların engellenmesinde önemlidir. Özetle günde 50 gram (1 çay bardağı ceviz içi) ceviz yiyen bir yetişkinde günlük gereksinimi olan enerjinin ortalama %15 ini,  proteinin %12 sini, diyet posasını %21 ini karşılamaktadır.

Ceviz potasyum, magnezyum, çinko gibi minerallerden zengin olup soyumdan fakir bir kaynaktır. Haftada en az iki kez balık tüketimi kan basıncını dengelemede önemlidir.Jambon, salam gibi işlenmiş gıdalar, turşu ve zeytin gibi salamura gıdalar diyetten çıkarılmalıdır.

Günlük yeterli miktarda süt,yoğurt, peynir tüketilmelidir. Çünkü bu besin gruplarında bulunan kalsiyum ve magnezyum mineralleri kan basıncını düzenlemede yardımcıdır.Mineral ve lif alabilmek için tam tahıl içeren yiyecekleri tercih edin. Örneğin tam buğday ekmeği, maden suyu tüketimine dikkat edilmelidir.Mümkün oldukça kullanılmamalıdır.

İçeriğindeki flavonoidler nedeniyle şekersiz veya az şekerli kahve ve çay içilmesi kardiyovasküler sisteme yararlı olabilir. Ancak, sempatik etki nedeniyle kalp hızı ve kan basıncında artışa neden olduğundan çayın ve kahvenin aşırı tüketimlerinden de sakınılmalıdır.Besinlerde yeterli potasyum, kalsiyum ve magnezyum bulunmalıdır. Gıdalarla yeterli potasyum alınmasıyla (günde 90 mmol) serbest radikal oluşumu ve renin anjiyotensin sistemi aktivitesi azalır. Böylece endotel hücreleri hipertansiyonun oluşturduğu olumsuzluklardan korunduğundan inme gibi serebrovasküler olaylarda azalacaktır.

SONUÇ

Hipertansiyon başta kardiyovasküler sistem, beyin ve böbrekler olmak üzere birçok sistemi etkileyen sinsi seyreden ölümcül ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavisi için beslenme ve ilaç tedavinsin birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Diyetin ayarlanarak vücut ağırlığının kontrolü, sigaranın bırakılması, stresten uzak durulması, alkollü içkilerden vazgeçilmesi, tuz alımının azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması, doymuş ve toplam yağ alımının azaltılarak dengelenmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması gibi yaşam tarzı değişikliklerinin hipertansiyonun önlenmesinde ve tedavisinde yeri önemlidir.

Sonuç olarak, bu yaşam tarzı değişiklikleri ile ilaç tedavisinin birlikte uygulanmasıyla ve eşlik eden hastalıklarla ilgili biyokimyasal parametrelerin de düzenli olarak izlenmesiyle hipertansiyonun etkin tedavisinin yanında felç, konjestif kalp yetmezliği, miyokart enfarktüsü, periferik arter hastalığı ve son dönem böbrek hastalıklarının gelişmesine karşı da mücadele edilmiş olacaktır.

KAYNAKÇA

1.Baysal A. Kardiyovasküler Aterosklerotik Hastalıklarda Beslenme, Baysal A. Editör Diyet El Kitabı. Ankara. Hatiboğlu Yayınevi 2002; 317-321

2.Hipertansiyon ve beslenme(2017). 17 Ocak 2019’da, https://diyetisyenemreuzun.com/hizmetler/hipertansiyon-ve-beslenme/ adresinden alındı.

 

 

mail-grubu