www.diyetisyenstore.com

Kahve üretimi 18. yy da Arabistan’da başladı. Şu an üretimde en büyük paya sahip olan ülke ise Brezilya’dır. Biz ise kahve çeşitlerinden en çok Coffee Arabica ve Robusta türlerini tüketmekteyiz. Kahve çeşitli işlemlerden geçtikten sonra tüketime hazır hale gelmektedir.

Kahvenin içeriğinde bir çok bileşik bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; pürin alkoloidlerinden kafein, liverin,teobromin, metilliberin,teakrin; minerallerden kalsiyum, magnezyum, potasyum, kükürt ; ve diğer bileşiklerden betain, kolin,niasin, trigpnellin, klorojenik asit, ferulokuinik asittir. Ayrıca yapısında karbonhidrat, yağ ve nitrojenli bileşikler de yer almaktadır. Kahve kavrulduktan sonra yapısındaki bu bileşiklerden bazılarında azalma olur. Örneğin trigliserit içeriği %22 azalır. Ya da yapısında bileşikler başka bileşiklere dönüşebilir.

941907_5529882675b7de5e1b7cae134fc79fc1_640x640

PEKİ KAHVENİN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ NASILDIR???…

Kahvenin sağlık üzerine olumlu etkileri olduğu kadar olumsuz etkileri de mevcuttur.

Kahvenin İçeriğindeki Kafeinin Çocuk Sağlığına Etkisi:

KAFEİN; Kahvedeki kafein içeriği çaya göre %50-70 daha fazladır. Vücuda olan etkileri ise yaşa, cinsiyete, beslenme tarzına ve iklime göre değişiklik göstermektedir. Kafein 15-120 dk içerisinde emilir ve metabolizması karaciğerde olur. Kafein hücrelere geçişte bariyerle karşılaşmadığından beyin, testis ve fetüs de dahil olmak üzere tüm hücrelere yayılır.

Kafein çocuklardaki etkisini yetişkinlere göre daha hızlı gösterir. Yapılan bir çalışmada 50 mg ve üzeri kafein alan çocukların 10 mg ve altı kafein alan çocuklara göre daha sinirli ve düşünmede zorluk yaşadığı görülmüştür.

Kafein çocuklarda uykusuzluk, uykuya dalmada zorluk, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü/ bozukluğu, mide sorunları, kalp hızında ve kan basıncında artış gibi sorunlara da neden olmaktadır.

Çocuklar için önerilen kafein miktarı, yaşa ya da ağırlığa göre değişmektedir. İki-beş yaş çocukları için günde 25-50 mg, beş-on yaş çocukları için 50-75 mg, 10-15 yaş çocukları için ise kafein alımının 75-125 mg ile sınırlandırılması önerilmektedir.

Kardiyovasküler Hastalıklara Etkisi:

Kafein kalp atım hızında ve kan basıncında artışa neden olmaktadır.

Günde 400 mg ve üzeri kafein alımının bu hastalıklar açısından riskli olduğu saptanmıştır.

İçeriğindeki kafesterol nedeniyle sürekli kahve tüketen bireylerde kolestrol seviyesinde artışa neden olabilmektedir.

Ancak orta düzeyde kahve tüketen bireylerde içindeki antioksidanlar nedeniyle olumsuz etkilerine rastlanmamaktadır.

Gastrointestinal Sistem Üzerine Etkileri:

Kafein mide asit salgısını arttırmaktadır. Bu nedenle mide yanması ve reflü gibi sıkıntılar meydana gelmektedir. Kahveyi tüketirken kafeinsiz kahve yönünde seçim yaparak tüketirsek bu sorunlar büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır. Aynı zamanda peptik ülser üzerine de olumsuz etkileri vardır mide asidini arttırmasında dolayı.

Kadın Sağlığı ve Fetüs Üzerine Etkisi:

Kafein alımı ile doğurganlık, düşük riski, prematüre doğumlar, düşük doğum ağırlığı ve doğumsal defektler arasındaki ilişkilerin incelendiği çalışmalarda, yüksek düzeyde kafein (>500 mg/gün) alımının spontan düşüklere, düşük doğum ağırlıklı bebeklere neden olduğu, ancak doğumsal defektlerle ilişkili olmadığı yapılan bilimsel çalışmalarda belirtilmiştir. Kafein fetüse geçerek bu etkilerini göstermektedir. Çünkü kafein karaciğerde metabolize olur ve fetüsün karaciğeri gelişmediğinden bunu tolere edemez ve bu etkilere neden olur. Yapılan çalışmalarda gebelerde 200 mg altında kafein tüketiminin olumsuz etkisinin olmadığı görülmüş ve gebelerde önerilen miktar 125 mg olarak belirlenmiştir.

Osteoporoz Üzerine Etkileri:

Osteoporoz hastalığı üzerine de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Fazla tüketilen kahve kalsiyum ve magnezyum atımına neden olarak kemikleri güçsüzleştirir. Bu nedenle alınan kafein düzeyinin 200 mg civarında tutulması önerilir.

Nörodejeneratif Hastalıklar Üzerine Etkileri:

Yukarıda saydığımız olumsuz etkilerinin yanı sıra olumlu etkileri de bulunmaktadır. Bunlardan biri de nörolojik hastalıklar üzerine olumlu etkisidir.

Kahvenin Alzhimer, Parkinson vb. Hastalıkların riskini azaltmak için bileşimde bulunan kafein, klorojenik asit, kafeik asit gibi zengin fitokimyasalları ile ilişkilendirilmektedir. Antioksidan ve antiinflamatuar olarak nörodejeneratif hastalıklarda önemli rol oynamaktadır. Nöron yani sinir hücresi hasarını bu şekilde önlemektedir. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ve orada kullanılan niasin ve dopamin üretiminde de yer almaktadır.

Diğer Etkileri:

  • Kahve karaciğerde metabolize olur ve karaciğer yenilenmesine etki gösterir.
  • Tip-2 Diyabet üzerine de olumlu etkileri bulunmaktadır. Bu etkiyi glikoz kullanımını arttırarak yapmaktadır. Ancak Tip-2 Diyabet oluşumunu engeller demek de yanlış bir kanı olacaktır ve günde 2 fincan kahve tüketilmesinin olumlu etkileri vardır.
  • Düzenli olarak günde bir fincan kahveiçenlerde, içmeyenlere göre Parkinson hastalığı riskinin % 30-50 daha düşük olduğu bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır.
  • Kahve tüketimi ile karaciğer zedelenmesine yol açan serum y-glutamil transferaz enzim düzeyinin azaldığı, böylece siroz ve hepatosellüler karsinom riskinin düştüğü yapılan bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
  • Günde 300 mg dan fazla alınan kafeinin diüretik etkisi mevcuttur ve vücuttan kalsiyum, magnezyum ve klor atımını arttırmaktadır.

Kahve, Kafein ve Bağımlılık:

Düzenli bir şekilde tüketilen kafeinin bırakılması halinde, istenmeyen bazı semptomlar ortaya çıkabilmektedir. Bunlar yoksunluk belirtileri olarak tanımlanır ve  sık gözlenenleri; baş ağrısı, alınganlık, uyuşukluk, uykusuzluk, anksiyete, huzursuzluk, konsantrasyon eksikliği, depresyon ve sinirliliktir.

!!! TÜKETİM ÖNERİSİ: GÜNDE 2-3 FİNCAN KAHVE İÇİLMESİNİN SAĞLIĞA OLUMSUZ ETKİSİ YOKTUR. AKSİNE OLUMLU ETKİLERİ MEVCUTTUR.

KAHVELERDEKİ KAFEİN MİKTARLARI:

Filtre kahve 1 fincan: 135-200 mg

Espresso 1 fincan: 100 mg

Cappuccino 1 fincan: 100 mg

Hazır kahve 150 cc: 57 mg

Türk kahvesi 1 fincan: 57 mg

Kafeinsiz kahve 150 cc: 5 mg

Yazar Diyetisyen Fatma YILMAZ

 

mail-grubu