Diyetisyen Rabia Çelik Karbofobi
Diyetisyen Rabia Çelik Karbofobi
www.diyetisyenstore.com

Karbofobi; Karbonhidrat Tüketim Korkusu

Yazar : Diyetisyen Rabia Çelik “web sayfası için lütfen BURAYI ziyaret ediniz”

Diyetisyen Rabia Çelik
Diyetisyen Rabia Çelik

Karbonhidratın kötü anılmasının temel nedeni; iyi karbonhidrat türlerinin, rafine edilmiş karbonhidratlarla aynı kategoride anılmalarıdır; bu karbofobinin toplumda gelişme sebebidir. Bireyler, karbofobi ile karbonhidratlı gıdalara karşı hassasiyet veya obsesyon geliştirirler.

Şüphesiz buradaki en büyük etken, özellikle sosyal medyada önüne geçilemeyen bilgi kirliliğidir. Bu zihniyete av olmamak için niteliksiz, kaynağı beyan edilmemiş her bir tebliği veya paylaşımı irdeleyerek yaklaşmalı; bir tıkla ulaşabileceğimiz akademik, güncel yayınlarla karşılaştırılmalıdır.

 


Yoğun olarak sporcu populasyonunda görülen fakat her kesimde rastlanabilen bu fobi, karbonhidratın zehir olarak kabul edilmesindendir. 1. Karbonhidrat zehir değil; beyin ve merkezi sinir sistemi için enerji substratı olarak önemli bir yakıttır.2

karbonhidrat 2
karbonhidrat 2

Her bireyin diyet planlaması; fiziksel özellikleri, hareketi, hastalık durumu, ilaç kullanımı ve bunlara paralel birçok değişkene bağlı olarak değişim gösterir. Özel durumlarda karbonhidrat kısıtlamasına gidilebilir. Fakat bu kısıtlamanın her bireyde olumlu etki yaratacağı algısı yanlıştır.

Bazı araştırmalar onlarca yıldır bildiklerimizi daimi olarak ortaya koymakta;

insan vücudu evrilerek yıllardır süregelen beslenme düzeni ile kendini yeniden tasarlamaktadır.3 Vücudumuzun sağlıklı bir dengeyi sürdürmesi ve optimum işlev sağlaması için protein, yağ, karbonhidrat, su ve mineraller temel ögelerdir. Fiziksel egzersiz için karbonhidrat ve lipidler ana enerji substratlarıdır. Burada önemli olan temiz kaynağa erişim ve oranları arasında vücudumuza en uygun dengeyi kurmaktır.

karbonhidrat alımı - Genç Diyetisyenler
karbonhidrat alımı – Genç Diyetisyenler

Sağlıklı beslenmede karbonhidratları türüne ve miktarına göre ihtiyaç ölçüsünde tüketmek esastır.
Bir kase mercimek salatası da, bir dilim soslu kek de karbonhidrat bazlı yiyeceklerdir. Fakat türleri arasındaki fark sağlıklı beslenmede edinecekleri yeri belirler.

Basit ve kompleks olarak ayrılan karbonhidratlar, sindirilip kana karışma hızlarına göre kategorize edilirler. Kan şekerimizi hızlı yükselten grup; basit ya da işlenmiş karbonhidrat olarak tanımlanır. Bu tür kötü karbonhidratlar; un ve şeker bazlı, yüksek derecede işlenmiş, lif içeriği çok düşük gıdalardır. Meyve şekeri de bu gruba dahildir.

Kan şekerimizi yavaş artıran grup ise; kompleks ya da işlenmemiş karbonhidratlardır. İyi olarak nitelendirilme sebebi; şeker içeriklerine ek önemli oranda bulunan lif miktarıdır. Kurubaklagiller, tam tahıllar, kuruyemişler, tohumlar, bazı sebze ve meyvelerde  bulunan karbonhidrat türüdür.

serotonin 2
serotonin 2

Bu tür karbonhidratlar vücudun enerji ihtiyacını kolayca karşılarlar. Kompleks karbonhidratlar yüksek lif içerirler. Lif; yağ emilimini azaltarak, sindirimi kolaylaştırır. Bağırsaklardaki yararlı bakterilerin beslenmesine katkıda bulunarak bağırsakların düzgün çalışmasına çifte katkı sağlarlar. Lifli yiyecekler ayrıca tokluk hissi oluştururlar. Yulaf ezmesi, muz, balkabağı, patates,  pirinç çok miktarda triptofan içerir. Triptofan Serotonin’e, Serotonin Melatonin’e dönüşür. Serotonin, kişiyi mutlu ederken; Melatonin, rahatlama ve kaliteli uyku sağlar.4

Kompleks karbonhidrat tüketimine önem verip, basit karbonhidratlardan uzak durarak, enerji ve kan şekeri dengesi kurabiliriz. Toplumumuzda ekmek, makarna ve diğer unlu mamüllerin tüketimi hemen hemen her öğüne yerleştiğinden bu alışkanlığın değiştirilmesi fayda sağlayacaktır. Bir besine fobi geliştirmek ve tamamen hayatımızdan çıkarmaya çalışmak yerine, ihtiyaç ölçüsünde tüketip, besinle barışık kalmak mental sağlığımız için de yararlı olacaktır.

Dyt. Rabia ÇELİK


Diyetisyen Rabia Çelik

Diyetisyen Rabia Çelik Kimdir?

2017 yılında İstanbul Medipol Üniversitesi – Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun olup “diyetisyen” unvanının sahibi oldum. Aynı yıl İstanbul Medipol Üniversitesi Tıbbi Biyokimya alanında yüksek lisans eğitimime başladım.

“Hastalıklarda Diyet” “Toplu Beslenme Sistemleri” ve “Anne Çocuk Beslenmesi”gibi konularda eğitim alıp stajlar yaptım. Doğa Koleji Yemekhaneleri gibi özel kuruluşlarda “Toplu Beslenme Sistemleri” üzerine,  Bağcılar Medipol MEGA Hastaneler Kompleksinde ve     İstanbul Küçükçekmece Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de sorumluluk alarak stajlarımı tamamladım.

Eğitimin yaşam boyu sürmesi gerektiğine İnanıyorum.

Bugüne kadar “Sporcu Beslenmesi”, “Anadolu’da ”, “Yemek Ve Mutfak Kültürü”, “Türk Mutfağı” gibi konularda yapılmış olan birçok seminer, panel kongreye ve Bariatrik Cerrahide Beslenme Yaklaşımı Ve Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Kursu’na katıldım.

2019 yılı itibariyle Başakşehir Kadın Aktivite Merkezi’nde danışan kabulüne başladım. Empati ve insan ilişkilerinde başarının çalışma hayatıma katkı sağladığına inanıyorum.

Randevu ve iletişim bilgilerim için BURAYI ziyaret edebilirsiniz.


Kaynaklar :

1.Sports Nutrition and Performance – By Raúl Arcusa Saura, María Pilar Zafrilla Rentero, Javier Marhuenda Hernández. Published: February 19th 2019

  1. Hidratos de carbono y práctica deportiva: Una etnografría virtual en Twitter – Rodríguez-martín B, Alberto C.  Nutrición Hospitalaria. 2017;34(1):144-153
  2. The Digestive Tract: A Complex System – Alan Mackie. Interdisciplinary Approaches to Food Digestion pp 14 February 2019:11-27
  3. Melatonin Synthesis and Function: Evolutionary History in Animals and Plants – Dake Zhao, Yang Yu, Yong Shen, Qin Liu, Zhiwei Zhao, Ramaswamy Sharma, and Russel J. Reiter. 2019; 10: 249.
mail-grubu